Elektriğe gizli zam: 900 TL gelen fatura bin 900 TL olacak

img
AMED - Enerji meslek örgütleri, 1 Ocak'tan itibaren devreye girecek olan gizli zamma tepki gösterdi. Amed'deki temsilciler, bugün 900 TL gelen bir faturanın yeni yılda bin 900 TL'ye yükseleceğini kaydetti. 
 
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere "Son Kaynak Tedarik Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ" kapsamında limit değişikliğine gitti. EPDK Kurulu’nun 30 Ekim 2025 tarihli toplantısında alınan karara göre, 1 Ocak 2026’dan itibaren mesken tüketici grubuna yönelik yıllık tüketim miktarı 4 bin kilovatsaat (kWh) olarak uygulanacak.  Aynı grup içinde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, mahalli idareler, apartmanlar, konut siteleri ile bu yerlerin ortak kullanım alanları da bu kapsamda değerlendirilecek. Karar, 1 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe girecek ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı tarafından yürütülecek.
 
FATURALAR İKİ KATINA ÇIKACAK 
 
Enerji Sanayi ve Madden Kamu Emekçileri (ESM) Amed Şube Başkanı Serdar Keskin, bu kararın 2.5 milyon haneyi etkileyeceğine dikkat çekerek, “Bu yasal bir düzenleme değil, EPDK’nin yaptığı bir düzenleme. Bu düzenlemeyle beraber yıllık 4 bin kWh'i bulan kullanıcı tüketimlerinden devlet desteğinin çekilmesi kastediliyor. Böylelikle yıllık faturası bin 800 TL gelen tüketicilerin faturalarında iki katına yakın bir artış olacak. Bununla beraber faturası 900 TL gelen bir tüketicinin faturası bin 900 TL’ye çıkacak. Bu oran çok yüksek bir oran, çünkü kullanıcıların yüzde 6’sını kapsıyor. Yani Türkiye’nin yüzde 6’sı bugüne kadar verilen devlet desteğinden mahrum kalacak. Böylelikle tüketimleri de artmış olacak” dedi. 
 
YOKSULLARI ZOR GÜNLER BEKLİYOR
 
Yoksul kesimin bu karardan kaynaklı daha da zor bir duruma düşeceğinin kaydeden Keskin, “Tabi bundan en çok etkilenecek olanlar yoksul kesimler ve emekçiler olacak. Çünkü birçok evde hala doğalgaz yerine elektrikle ısınma sağlanıyor ya da mutfakta elektrik kullanılmaya devam ediliyor. Böyle olunca bu hanelerde, özellikle yoksulların ve emekçilerin yaşadığı hanelerde artışın yüksek olmasını bekliyoruz. Elbette ekonomilerine dezavantajlı bir şekilde yansıyacak bir durum. Öncelikle yapabileceğimiz şey halkı bu konuda bilgilendirmek bununla beraber bizler ESM olarak enerji kartellerine karşı bütün enerji şirketlerinin tekrardan kamu denetimine alınmasını kamulaştırılmasını tavsiye ediyoruz. Elbette öncelikle bu uygulama geri çekilmeli aynı zamanda bütün enerji şirketleri kamulaştırmalı” ifadelerini kullandı.
 
Kararın 1 Ocak 2026’dan itibaren devreye gireceğini kaydeden Keskin, “Konut içerisinde bir televizyon, bir buzdolabı, çamaşır makinası bulaşık makinesi gibi aslında bugün her evde olan bir makinenin bulunması durumunda zaten 333 kWh rahatlıkla karşılayabiliyor. Bugün 5 kişilik bir ailenin aylık tüketimi zaten çok rahatlıkla 333 kWh’i aşıyor. Bununla beraber özellikle ilimizde yaz ayları çok sıcak geçiyor, klima tüketimi artan hanelerde bu 333 kWh sınırı fazlasıyla aşılmış oluyor” dedi.
 
50 MİLYONDAN 5 BİNE DÜŞÜRÜLDÜ
 
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Amed Şube Eşbaşkanı Ufuk Bulut da, elektriğe "gizli zam" yapıldığını belirterek, “Bu karar, yoksula biraz daha katmerleşecek bir zammın habercisi, gizli bir zam, zam dememek üzere yapılmış bir zam. Sene itibariyle bugün faturamızda gelen yaklaşık bin liranın önümüzdeki yıl aynı enerjiyi tüketmemize rağmen ödeyeceğimiz 2 bin lira anlamına gelmektedir. Kısacası hem zam demeyecekler hem de yüzde 100’e yakın bir zam uygulayacaklar. Bundan da toplumun en alt düzeyindeki insanlar etkilenecek. Geçmişte 8 yıl içerisinde başlangıçta 50 milyon kWh ile başlanmıştı bu, çok yüksek tüketimli sanayi tesisleri için düşünülen model iken 2018 ile 2025 arasında 5 bin kWh'e düşürüldü. Şuanda limitimiz 5 bin kWh yıllık. Yaklaşık bundan 80-90 kWh daha fazlayken bu da düşürülüyor, 333 kWh’e düşürülüyor. Yani 900 TL olan bir fatura bin 900 TL olarak yansıyacak” diye konuştu.
 
HALK MAĞDUR EDİLİYOR
 
Kapitalist bir sistemin ürünü olan şirketlerin halkı mağdur etmeye devam ettiğini belirten Bulut, “İlk zamanlarda elektrik dağıtım işlerine belediyeler bakardı, sonra Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kuruldu. Daha sonra bu özelleştirmelerle yavaş yavaş özelleştirildi. Buranın geldiği nokta günümüze karşılaştığımız durumdur. Yatırımların yapılmadığı, onarımın zamanında yapılmadığı, periyodik bakımların yapılmadığı, bu nedenle birçok insanın can ve mal kaybına yol açtığı bilinen bir gerçektir. Kar amacıyla bakıldığı için bu meseleye, tamamen gelir getiren noktalara dönük bir çalışma yürütülmekte, toplumun büyük bir kısmını ilgilendiren alanı da boş bırakılmaktadır, bakımsız bırakılmakta, hizmet götürülmemektedir. Bunun önüne geçmek, enerjinin kamusallaşmasıyla olur. Bu kamulaşma bizim devlet tekeli dediğimiz biçimde değil, toplumun denetimine sokulması, hatta yerelin denetimine sokulması gerekmektedir. Yerel hem bu kaynakları doğru kullanmayı hem kimin daha çok ihtiyacı olduğunu belirleyebilecek durumda olmayı ve merkezden çok daha iyi yapabileceğini düşünüyoruz. Dikey bir devlet tekeli değil, toplumun denetiminin yoğun olduğu yerelden enerji dağıtımının gerçekleşmesi üzerine bir sistemin gelişmesidir” ifadelerini kullandı.
 
MA / Fethi Balaman