İstanbul Barosu: Cinsiyetçi politikalar kurumsallaştırılıyor 2025-05-13 14:38:04   İSTANBUL - İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, iktidarın "toplumsal cinsiyet" ve bununla bağlantılı kavramları yasaklayan genelgesine karşı türlü hukuki ve fiili mücadeleyi süreceğini belirtti.    İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ve İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi LGBTİ+ Alt Çalışma Grubu; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 81 il müdürlüğüne gönderdiği "toplumsal cinsiyet ve bazı kavramların kullanımı" konulu 2 Mayıs 2025 tarihli genelgesine ilişkin İstanbul Adliyesi'nde açıklama yaptı. "Toplumsal cinsiyet yasaklanamaz. LGBTİ+'lar hedef gösterilemez" pankartının açıldığı açıklamada, "Yaşasın feminist mücadelemiz", "Nefrete inat yaşasın hayat", "Toplumsal cinsiyet yasaklanamaz" sloganları atıldı.    Açıklamayı yapan İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Avukat Gülyeter Aktepe, genelgeyle "toplumsal cinsiyet", "toplumsal cinsiyet kimliği", "LGBT", "SOGIESC", "kapsamlı cinsellik eğitimi" kavramlarının yasaklandığını ifade etti. Gülyeter Aktepe, "Bu kavramların eğitim içeriklerinden ve politika belgelerinden çıkarılmasına yönelik 'talimat' verilmiştir. Bu genelge; yıllardır 'aile değil kadınız' diyerek aile bakanlığı değil kadın bakanlığı kurulması gerektiğini vurgulayan, cinsiyetçi, muhafazakar ve aile odaklı politikaları reddeden mücadelemizi bir kez daha haklı çıkarmıştır. Bu genelgede verilen talimatla hedeflenen yalnızca birtakım kavramların kurumsal metinlerden çıkarılmasından ibaret değildir, kadınlara ve LGBTİ+'lara karşı sürdürülen cinsiyet rejiminin ilanıdır" ifadelerini kullandı.    'CİNSİYETÇİ POLİTİKALAR KURUMSALLAŞTIRILIYOR'   Genelgenin kadınların kazanılmış haklarını ve LGBTİ+'ları doğrudan hedef aldığına söyleyen Gülyeter Aktepe, "Söz konusu genelge, Anayasa'nın eşitlik ilkesine, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere temel insan hakları belgelerine ve Birleşmiş Milletler mekanizmalarına açıkça aykırıdır. Kadın mücadelesinin kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesini hedef alan, 6284 sayılı Kanununun uygulamayan, boşanmayı zorlaştıran, aile arabuluculuğunu gündeme getiren siyasal iktidar, bu defa 'toplumsal cinsiyet' kavramına saldırmakta ve kamu kurumları aracılığıyla aile odaklı cinsiyetçi politikalarını kurumsallaştırmaktadır" diye konuştu.    'HAYATLARIMIZA, KAZANIMLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ'   İktidarın "aile yılı" ilanına değinen Gülyeter Aktepe, "Siyasal iktidarın 2025’i 'Aile Yılı' ilan ederek yürürlüğe koyduğu LGBTİ+fobik politikalar, 'biyolojik cinsiyet' adı altında toplumu ikili bir cinsiyet rejimine hapsetmeyi, farklı cinsiyet kimliklerini ve yönelimleri yok saymayı, kadınların ve LGBTİ+'ların üzerindeki tahakkümü meşrulaştırmayı hedeflemektedir. Bu durumun yakın vadede halihazırda cinsiyetçi uygulamalarla dolu yargılama süreçlerine de negatif sirayet edeceği açıktır" şeklinde konuştu.    Toplumsal cinsiyet kavramının yasaklanmasına karşı hukuki ve fiili mücadelelerine devam edeceklerini dile getiren Gülyeter Aktepe, haklarına, hayatlarına ve kazanımlarına sahip çıkacaklarını bir kez daha ilan ettiklerini kaydetti.