Meclis'te konuşan Yüksel Genç: Bu 26 yıllık bir yürüyüş 2025-10-07 15:04:17   ANKARA - TJA’nın düzenlediği yürüyüş kapsamında Amed'den Ankara’ya yürüyenler arasında yer alarak Meclis'te konuşan Yüksel Genç, “Bu sadece bir haftalık değil, 26 yıldır süren bir yürüyüştür” diyerek, barışın muhatabının Abdullah Öcalan olduğunu vurguladı.   Özgür Kadın Hareketi’nin (Tevgera Jinên Azad-TJA) Amed’den Ankara’ya gerçekleştirdiği yürüyüşe katılan kadınlar Meclis’te, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin yeni yasama yılının ilk grup toplantısına katıldı. TJA’nın yürüyüşüne katılan Sosyo-Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, yürüyüşlerinin 1 haftalık bir yürüyüş olmadığını, 26 yıldır süren bir yürüyüş olduğunu ifade etti.   Yüsel Genç, “Kadınlar hiç olmadık zamanlarda ya da herkesin korkarak sustuğu zamanlarda ses etme cesaretinin örneklerini sergileyen bir tarihten geçtik. Bugün, bir haftadır sergilediğimiz cesaret susmuş bir toplumun barış arzusunu hatırlatan bir cesareti. Barışa cesaret edemeyenlerin diline dolanıp duran sözcüklerin çıkmasına gösterilmiş bir cesareti. Bizim bir haftadır Diyarbakır'dan Ankara'ya kadar sergilediğimiz yürüyüş cesareti; barışa cesaret, barışla gelecek özgürlüğe cesaretin kendisi; bu halkın yüreğinde kilitlenmiş olan şeyin açığa çıkmasına dönük bir cesareti. Bundan belki de biz bugün Kürt kadınları olarak bu hareketin doğduğu yere gelmeye cesaret ettik. Kürt meselesini yaratan ve büyüten aklın olduğu yere gelmeye cesaret ettik. Barışı kaybettiğimiz yerde inşa etme cesareti göstermeye geldik. Kuşum bir türlü inşa olmayan ikinci kanadı için cesareti olmayanlara, dilerlerse cesaretimizden bir parça vermeye geldik” dedi.   ‘BARIŞIN DENKLEMİ KAZAN KAZANDIRIR’   Yürüyüşün kendisi için bir haftalık bir yürüyüş değil, 26 yıl önce başlayan bir yürüyüş olduğunu aktaran Yüksel Genç, “26 yıl önce yine 1 Ekim'de, 1999'da barış için; barışın bedenini göze alarak, barışa cesaret ederek gelmiş Demokratik Barış Grubu üyesi olarak 26 yıl önce başlamış yürüyüşümün en kıymetli, en değerli halkalarından biriydi. Bu yürüyüş bugünün yürüyüşü değil ama bugünün çözüm cesaretinin yürüyüşü olmaya aday bir yürüyüş olarak çıktı. 26 yıl önce çözülebilecekken, 26 yıl önce barışabilecekken, 26 yıl önce silahlar susabilecekken; barışmaya, çözmeye, silahları susturmaya cesaret edemeyenler yüzünden kaybettiklerimizi hatırlatan bir yürüyüş oldu benim için. Bu yürüyüşte 26 yılda öyle şeyler kaybedildi ki: on binlerce can, yüzbinlerce yürek yandı. Milyonlarca lira harcadı bu insanlar kendi kaynaklarından. Rejimler yıkıldı bu ülkede bu 26 yıl içinde. Demokrasi yoksulluğunu büyüten rejimler kuruldu bu ülkede bu 26 yıl içinde. Kürtlerle eşitlenmeyi göze almayanlar bu ülkeyi eşitsizlikte, özgürlüksüzlükte demokrasisizlikte eşitlediler. Yetmedi mi? ‘Bizim yürüyüşümüz yetmedi mi?’ demek için yapılan bir yürüyüştü. Israr edilen çözümsüzlüğün denklemi: kaybet, kaybettir. Hayatlarımıza bakmaya yeter. Bütün Türkiye halkları 26 yıl içinde yaşananlara baktığında, çözümsüzlüğün kaybet, kaybet faturasının gündelik hayatlarına nasıl da girdiğini görecekler. Ama barışın dili kazan kazandırır. Barışın sözü kazan kazandırır. Barışın denklemi kazan kazandırır. Ya birlikte kazanacağız, ya birlikte kaybetmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.   ‘BARIŞIN MUHATABI ABDULLAH ÖCALAN’DIR’   Barışın muhatabının İmralı’da olduğunu ifade eden Yüksel Genç, “Kararınız barışsa; baş müzakereci olan Sayın Abdullah Öcalan'ın özgür, eşit, adil koşullarda baş müzakereci olarak demokratik müzakere sürecini yürütmenin, barışı inşa etmesinin koşullarını açmak boynunuzun borcu, tarihi sorumluluğunuzdur. Bu halkın, halkların 26 yıl daha barışsızlığın, çözümsüzlüğün girdabında kaybetmeye tahammülü yok. Olmasın zaten. Tek kaybedeceğimiz Tek kaybedeceğimiz özgürlük, tek kaybedeceğimiz mutsuzluk fazla artık. Buna yer kalmasın hayatımızda. 26 yıl önce biz Türkiye'ye silahlarımızla geldiğimizde Ankara'dan geldiğini ve devlet olduğunu söyleyen gruba ne istediğimizi anlattık. Ama onlar barışa cesaret etmediler. Biz silahların o gün susabilme formülünü söyledik. Ama onlar barışa cesaret. Bugün onlar yok. Ama yeni muktedirler eğer cesaret etmezlerse, bugün 26 yıllık hikayenin ortaya çıkardığı sonuçtan kendilerini kurtaramayacaklarını bilmeliler. Çözümsüzlük kaybettirir, barış kazandırır” diye kaydetti.   ‘İMRALI’NIN YOLU AÇILANA KADAR’   Onurlu bir yurttaşlığın ancak kolektif hakların ve farklılıkların tanındığı bir ortamda olabileceğini belirten Yüksel Genç, “Bu farklılık birbirini güzelleştirdiği yerde gelir. Bizim yürüyüşümüz, farklılıkların onurla yürüyebildiği, onurla güzelleştirebileceğinin bir işareti. Bu mecliste sonlandırmamızın bir diğer anlamı var. Bu meclis, 100 yıl önce unuttuğu, ıskaladığı, vazgeçtiği asıl amacına dönebilsin diye biz buradayız. Bu meclise 100 yıl önce ilk kurulduğunda atfedilmiş rolünü, misyonunu hatırlatmak; rolünüze ve misyonunuza dönün demek için buradayız. İlk kurulduğunda bu meclis Türkiye'nin tüm çoğulcu renkleriyle, tüm çoğulcu kimlikleriyle yeni bir ülke kurmanın demokrasisinin nasıl heyecanını yaşıyorsa, yeni bu meclise 2025 yılı meclisine de rolünü hatırlatmak, aynı heyecanı bu halka borçlu olduklarını anlatmak için buradayız. Yürüyüşümüz sürecek; ta ki özgür, barışçıl, bir arada birbirine saygı duyan, birbiriyle birbirini seven bir toplum olana kadar. Ta ki ortak hayatımızın demokrasilerle, özgürlüklerle bir hayat olana kadar özgürlük yürüyüşümüz büyüyerek sürsün. Sizleri de yürüyüşümüzün parçası kılma, parçası olmaya davet ediyorum. Yürüyüşçü arkadaşlarımızın ve bizlerin hepinizin emeğine sağlık. Ama bizim için bu yürüyüş süren bir yürüyüş, bitmeyen bir yürüyüş. Burası bir durak. Ta ki İmralı'nın kapıları açılana kadar. Ta ki elinde silahlarla o dağlarda durup gelmeyi bekleyenler onurla gelip bu güzel hayatı birlikte inşa etmenin parçası oluncaya kadar” ifadelerini kullandı.