Trump'ın yeni döneminde Ortadoğu'yu neler bekliyor?

img

ANKARA - Trump’ın yeni döneminde ABD'nin Ortadoğu politikasında ciddi bir değişikliğin olmayacağını belirten Siyaset Bilimci Dr. Mustafa Peköz, Türkiye'nin ilişkilerini geliştirmek için ilk olarak Hamas ve İsrail politikasında değişime gitmesi gerektiğini söyledi.  

ABD'de 5 Kasım'da yapılan seçimlerde Cumhuriyetçi Donald Trump kazandı. Trump'un yeniden başkan seçilmesiyle birlikte ABD'nin Ortadoğu'da strateji değişikliğine gidip gitmeyeceği merak konusu. Donald Trump'ın ilk döneminde, Türkiye-ABD arasında büyük krizler patlak vermişti. Ancak buna rağmen Kuzey ve Doğu Suriye'nin kimi kentlerine dönük Türkiye saldırılarına yeşil ışık yakılmıştı. Trump ve yönetiminin, Ortadoğu'da ortaya çıkan yeni denklemler kapsamında nasıl hareket edeceği henüz bilinmiyor.  
 
 
Siyaset Bilimci Dr. Mustafa Peköz, ABD seçimleri ve bunun Ortadoğu'ya yansımalarına dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
Trump’un ikinci kez seçilmesi beklenen bir durum muydu? 
 
Trump dahi cumhuriyetçilerin önemli bir kesimi bu düzeyde bir farkın olacağını beklemiyorlardı. Seçimden bir gün önce yapılan anketlerde dahi Haris ve Trump birbirine çok yakın görünüyordu. Trump, hem oy oranında hem de delege sayısında önemli bir fark attı. Trump toplumun önemli bir kesiminin desteğini aldığı söylenebilir. ‘Hristiyan Milliyetçiliğini’ savunan, ABD’de oldukça güçlü olan ‘Evanjelik Hristiyanlar’, "Amerika'yı Yeniden Büyük Yapma" sloganını ile ön plana çıkan aşırı sağcı gruplar, muhafazakar ‘Heritage Foundation' gibi Think Tank kuruluşları, Elon Musk gibi dijital teknolojiyi temsil eden küresel şirketler, Amerika’nın önemli Yahudi kurumları ve İsrail hükümeti de doğrudan Trump’ı destekledi.
 
Trump'ın kazanması ABD iç dinamiklerini nasıl etkiler? 
 
Trump, birinci döneme göre daha güçlü. Ama ABD’nin iç dinamiklerinde nasıl bir değişim yaratacağı da bir o kadar merak ediliyor. Trump ekibinin ve Think Tank kuruluşlarının ortaklaşa hazırladıkları “Proje 2025” stratejisi, ABD’nin bugüne kadar devam eden iç sisteminin değiştirilmesini, kurumların gücünün azaltılarak, Başkanın yetkilerini çok ciddi düzeyde arttırılmasını savunmaktadırlar. Böyle bir adımın atılması, özellikle eyalet dengeleri üzerine kurulmuş sistemin tasfiye edilerek, yeniden organize edilmesi çok ciddi sorunlara yol açacağı bilinmektedir. 
 
Siyaset Bilimci Dr. Mustafa Peköz
 
 Trump ve ekibi böyle bir riski alır mı?
 
ABD’de stratejik kurumlar veya bakanlıklar var; Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Hazine Bakanlığı, CIA, FBI, Ulusal Güvenlik Danışmanı, FED... Örneğin ABD’de tarım bakanını tanıma oranı belki yüzde 40’tır. Ama Ulusal Güvenlik Danışmanının tanınma oranı yüzde 80’dir. Trump bu kurumlara kendisine yakın birini atayabilir. Dahası aday gösterebilir. Çünkü göreve başlayabilmesi için Temsilciler Meclisi'nden onay alması gerekir. Senato ve Kongre çoğunluğu Cumhuriyetçilerden olduğu için kendi ekibini rahat seçecektir. Bu nedenle sistemin kodlarıyla temelden oynaması çok zor görünüyor. 
 
 
Trump'ın önceliği ABD'yi içte güçlü kırmaktır. Düzensiz göç için yeni yasal önlemler alacak. Trump’ın üzerinde duracağı önemli konulardan biri de ABD’nin ekonomik olarak güçlendirilmesidir.
 
Trump’ın önceliği ABD’yi içte güçlü kılmaktır. Planlamasını buna göre yapacağını sıklıkla dile getirdi. Göçmenler politikasındaki katı tutumunu devam ettirmenin ötesinde düzensiz göç için yeni yasal önlemler alabileceği söylenebilir. Ancak ABD’nin nitelikli göçe ihtiyaç olduğu da biliniyor. Bu nedenle çok yönlü bir göç politikası izleyecektir. Trump, 4 yıllık yeni döneminde nitelikli göçmene ihtiyaç duymakla birlikte dış göçü sınırlayarak, ABD’li vatandaşlara iş olanakları yaratmak gibi bir politikayı uygulamaya koyacağı belirtiyor. Böyle bir kararın beklenen başarıyı göstermesi son derece zor görünüyor.  
 
Trump’ın üzerinde durduğu önemli konulardan biri de ABD’nin ekonomik olarak güçlendirilmesidir. Dünyada en fazla borcu olan ülke ABD olduğunu bir çoğumuz bilmeyiz. 1 Ocak 2024 tarihinde ABD’nin dış borcu 34 trilyon dolar olduğu açıklandı. Trump’ın önceliği özellikle Çin, Hindistan, Vietnam gibi ülkelere giden ABD merkezli küresel sermayeyi yeniden ABD’ye getirme iddiasıdır. Bunun ne kadar mümkün olacağını tahmin etmek son derece zor. Sermayenin karakteristik özelliği gereği, Asya’dan çıkıp ABD’ye tekrardan geleceğini sanmıyorum. Çünkü Çin, Hindistan, Vietnam gibi ülkelerde kar maksimaldir. Unutmayalım ki Trump’ın da vergiden kaçmak için şirketini Çin’e taşıdığı ve orada vergi ödediği ortaya çıkmıştı.
 
Trump'ın uluslararası politikasında hangi konular öne çıkar? 
 
ABD’nin yeni yöneticileri bakımından iki husus tartışmaya açıktır. Birincisi; Birleşmiş Milletlerin yapısıyla ilgilidir. ABD, BM ekonomik giderlerinin yaklaşık yüzde 30’unu karşılıyor. Trump, birinci döneminde de buna karşı çıkmıştı. Hatta Dünya Sağlık Örgütü’ne yapılan yardımları kestiği gibi üyeliğini dondurmuştur. Trump ekibi, BM'ye yapılacak olan yardımın sınırlandırılması, diğer ülkelerin katkı paylarının arttırılmasını savunmaktadırlar. Ayrıca BM Güvenlik Konseyi’nin yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor. Önümüzdeki dönemde BM dahi dünyanın önemli küresel kurumlarının radikal bir şekilde yeniden dizayn edilmesi önerileri hangi düzeyde uygulanabilir? Böyle bir yönelimin radikal bir tarzda yapılma istemi küresel dünyada yeni bir kaosun doğmasına yol açma riski var. Ancak BM yapısının yeniden tanımlanması ve hatta daha aktif bir yapıya kavuşturulması, BM büynesinde bir ‘Dünya Hükümeti’nin kurulması tartışmalarıyla çok daha fazla muhatap olacağız. 
 
 
Trump, BM'ye yapılacak olan yardımın sınırlandırılması, diğer ülkelerin paylarının arttırılmasını savunmakta. İkinci husus ise, NATO'dur. ABD'nin NATO'ya katkısını sınırlandırmak için AB'yi zorlayabilir. 
 
İkinci husus ise, NATO’dur. Trump birinci döneminde de ABD’nin NATO’ya yaptığı ekonomik katkıyı sınırlayacağını, özellikle AB ülkelerinin (Almanya, Fransa, İspanya, İtalya gibi ülkeler) daha fazla sorumluluk almaları gerektiğini belirtmişti. Trump, AB ülkelerini bunun için zorlayabilir ama NATO’nun işlevsizleşmesine yönelik bir politikayı hiçbir şekilde uygulamaya koymaz. NATO esasen Pentangon tarafından yönetiliyor, bu nedenle belirlenen askeri politikalardan esasa ilişkin bir değişim söz konusu olmayacağı söylenebilir.  
 
ABD'nin Ukrayna politikasında bir değişiklik olur mu? 
 
Trump, Ukrayna savaşını bitireceğini açıkladı. Doğal olarak ‘bu nasıl olacak’ sorusu gündeme geliyor? Öncelikli Biden döneminde yapılan milyarlarca dolar yardımı önemli ölçüde kesecek. AB ülkelerine 'Savaş Avrupa topraklarında ve siz finanse edin' diyecek. Trump, Zelenskiy’e Putin ile masaya oturmasını ve Rusya’nın işgal ettiği topraklardan vazgeçmesi tavsiyesini yapacak gibi görünüyor. Ya da Putin’e belirli bölgelerden çekil ve barış imzala diyebilir. AB ve özellikle Zelenskiy buna benzer önerileri kabul etmezse, ABD’nin askeri yardımları kesilebilir ve NATO’nun da sürece dahil olmasını engeller. 
 
Trump yönetiminin özellikle Çin stratejisi de merak ediliyor. Trump'ın bir değişiklik yapması bekleniyor mu? 
 
Trump yönetiminde görev alacak olan kadroların önemli bir kesimi Çin’i, ABD’nin geleceği için önemli tehlike olarak görüyor. Hatta Çin ile askeri çatışmaya hazırlanmak gerektiğini iddia edenler var. ABD’nin Uzak Asya ya da Pasifikler Stratejisi, Başkanları aşan bir karardır. Dün Biden bu politikayı uyguladı. Bugün de Trump uygulayacak. Bu nedenle Japonya, Avusturalya, Filipinler başta olmak üzere Uzak Doğu Asya ülkeleriyle oluşturulan askeri, ekonomik ve politik gerekçeleri olan ‘Pasifikler Stratejisi’ ile Çin’in gelişme eğiliminin sınırlandırılması hedefleniyor. 
 
Trump yönetiminde ABD'nin Çin ile askeri bir çatışma söz konusu olur mu? 
 
Bunun çok çok zor olduğunu söylemeliyiz. Çin ile çatışma riski Tayvan üzerinde olma olasılığı çok daha fazla. Olası bir Tayvan krizi, Çin-ABD ikilisinin doğrudan silahlı bir çatışmaya dönüştürmesi son derece zor. Ama ABD’nin yeni yöneticileri, Çin’in küresel çaptaki gelişmesinin durdurulması gerektiğini dikkat çekiyorlar. Peki bu nasıl gerçekleşecek. Henüz net bir cevap yok.
 
En merak edilen konuların başında ABD'nin Ortadoğu politikasında değişiklik olup olmayacağıdır. Nasıl bir değişim olur? 
 
ABD’nin belirlediği ve bugün uygulamakta olan Ortadoğu politikasında esasa ilişkin bir değişmenin olacağını düşünmüyorum. Hatırlarsanız; Trump birinci döneminde Ortadoğu'da çekilmek istediğini söylemişti ama bu açıklamadan sonra hem Pentangon bir uyarı yaptı hem de küresel şirketlerin çok ciddi bir tepkisiyle karşılaştı. Özellikle Pentangon’un açıklamalarından sonra hemen fikrini değiştirdi, Ortadoğu'da kalıcı olacaklarını belirtti. 
 
 İsrail'in yeni saldırıları Ortadoğu'daki dengeleri değiştirdi. Yeni dönemde ABD-İsrail ilişkileri nasıl olur? Trump, İsrail’i koşulsuz desteklemeye devam edecek mi? 
 
 
ABD'nin Ortadoğu politikasında esasa ilişkin bir değişim olmaz. Trump, ikinci döneminde de İsrail'i koşulsuz desteklemeye devam edecektir. 
 
ABD'nin Ortadoğu stratejisinin merkezinde hiç şüphesiz ki İsrail bulunuyor. İsrail, 6-7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırıları sonrası zor ve şiddet kullanarak, Ortadoğu'yu yeniden dizayn etme askeri stratejisini önüne koydu. Bu süreç, hızı düşük olsa da devam edecek. Trump yönetimi, İsrail’in bölgesel politikalarına uygun adımlar atma konusunda tereddüt etmez. Bölge ülkeleri ile olan ilişkilerini de bu çerçevede ele alıp değerlendirecektir. Örneğin Körfez ülkelerinin bugüne kadar İsrail'e karşı açık tutum almamış olmaları, hatta Hamas ve Hizbullah’ın tasfiyesini dolaylı olarak destekledikleri çok net olarak görülüyor. Trump, birinci başkanlık döneminde 3 stratejik hamle gerçekleştirdi. Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğunu kabul etti ve ABD Büyükelçiliğini buraya taşıdı. ‘İbrahim Anlaşmaları’yla Körfez ülkelerine uygulanan politik ve diplomatik baskıyla İsrail ile normalleşme sürecini başlattırdı. İsrail’in Suriye’ye ait olan Golan Tepeleri'nin işgaline ilhaka dönüştürmesini resmi olarak kabul etti. Trump, ikinci döneminde de İsrail’i koşulsuz desteklemeye devam edecektir.
 
İran da ABD'nin politikalarının merkezinde yer alan bir ülke. Trump’ın İran politikasında bir değişim öngörüyor musunuz? 
 
Bölgedeki dengelerin değişmesinin merkezinde İran bulunuyor. Askeri ve politik gücü kırılmış bir İran, hem İsrail hem de Körfez ülkeleri için tercih edilen bir durum. Trump yönetimi, İran'ın bölgedeki askeri gücünü zayıflatmak için ciddi bir baskı yapacaktır. Hatta İran'ın zor kullanılarak değiştirilmesi için ABD'nin askeri güç kullanması kimseye sürpriz gelmemelidir. Biden yönetiminin Ortardoğu’ya çok sayıda B-52 bombandırman uçakları, F-15 ve F-22 savaş uçağı konuşlandırması aslında İran’a yönelik bir savaş hazırlığı yapıldığını gösteriyor. ABD basınında İran’ın Trump’a karşı bir suikast hazırlığı yaptığına dair haberlerin yoğunlaşmış olması olası bir saldırı için gerekçenin şimdiden hazırlanmasıdır. Biden yönetimi olmasa dahi Trump’ın İran’a yönelik kapsamlı bir saldırı yapabileceğini şimdiden hesaba katmalıyız. Eğer İran rejimi, İsrail’in gerçekleştirdiği hava saldırısına cevap verirse ABD’nin karşı operasyonu gecikmeden devreye girer. Bu nedenle önümüzdeki dönemde Bush döneminde şer eksen ülke olarak gösterilen İran’a yönelik saldırının bu dönemde gündeme gelmesi sürpriz olmaz.
 
 İkinci Trump döneminde en çok merak edilen konuların başında ABD-Türkiye ilişkileri geliyor. Neler bekliyor bizleri? 
 
Bu soru sorulurken genelde Trump'ın birinci döneminde Türkiye-ABD ilişkilerinin çok iyi olduğu algısına dayanıyor. Ben böyle olduğunu düşünmüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan istediği zaman Trump'ı telefonla arayıp hal-hatır sorabiliyordu. Ancak bugüne kadar hiçbir ABD başkanı, Trump kadar Türk devlet yöneticilerini aşağılamadı. Hiçbir ABD başkanı, Türkiye'nin Cumhurbaşkanına ya da başbakanına 'aptallık etme' demedi. Ya da twit atarak 'ekonomini batırırım' demedi. Trump, yeni dönemde Biden'ın aksine Erdoğan ile görüşür, hatta Beyaz Saray'a davet eder. Davet edilmesi ilişkilerin düzeleceği anlamına geliyorsa; sorun değil. Ancak gerçeğin böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Yeni dönemde Trump'ın Ankara'ya yönelik izleyeceği politikanın merkezinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hamas politikası ve İsrail’e yönelik izlediği siyaset yer alacaktır. Ankara’ya en büyük sürprizi veya jesti S-400’lerin kullanılmayacağı konusunda ABD’ye askeri bir teminat yani resmi bir güvence verirse, belki F-35’ler projesine dahil edilmesi konusunda bir kısım olumlu gelişmeler yaşanabilir.
 
 Şunu mu kastediyorsunuz; Türkiye, ABD ile ilişki kurmak istiyorsa Hamas ve İsrail politikasını değiştirmesi gerekiyor. 
 
 
 Trump, Erdoğan'ın ağzından 'Hamas terörist bir örgüttür ve İsrail bir terör devleti değildir, bizim stratejik ortağımızdır' sözünü duymak isteyecektir. Bu olmazsa Washington'un Ankara politikasında değişim olmaz. 
 
Evet, bu zorunlu ve kaçınılmaz olarak böyle olacaktır. Aksi takdirde yeni Washington yönetiminin, Ankara politikası esasen bugünkünden farklı olmaz. Trump, çok açık bir şekilde Erdoğan'ın ağzından 'Hamas terörist bir örgüttür ve İsrail bir terör devleti değildir, bizim stratejik ortağımızdır' sözünü duymak isteyecektir. Ya da ABD'nin olası bir İran saldırısında Türkiye'nin hava ve kara üslerini ya da sınır bölgelerinin kullanılmasına izin verilecek midir? Buna benzer sorularda olumlu cevaplar alınmadığı sürece Washington'un Ankara politikası sanıldığı gibi ciddi bir değişime uğramayacaktır. Dediğim gibi sadece Erdoğan'ın Beyaz Saray'a çağrılması olumlu bir gelişime olarak görülecekse, Trump bunu yapar. Erdoğan'ı çağırdığında ise isteklerini masaya koyar ondan sonra da Erdoğan'ın kararını bekler.
 
 ABD-Türkiye ilişkilerini belirleyen noktaların başında Kürtlere dönük politika geliyor. Yeni yönetim Federe Kurdistan Bölgesi'nde nasıl bir politika izleyecek?
 
Saddam'ın askeri güç kullanılarak iktidardan uzaklaştırılmasından bu yana Irak'ta beklenilen politik bir istikrar sağlanmadı ve sağlanamayacağı da küresel aktörlerin bildiği bir durum. Bölgedeki küresel güçlerin Irak'ın üçe bölünmesine yönelik ek bir planı hazırladıkları da bilinmektedir. Ancak bugünkü konjektürde bu planları yaşama geçirmek yerine Bağdat merkezi iktidar gücünün korunmasını tercih etmektedirler.
 
Yine küresel güçler için Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin fiilen bir devlet gibi konumlandırılmasını da aktif olarak desteklemektedirler. Örneğin ister cumhuriyetçiler istersen demokratlar olsun bütün ABD yöneticileri, Irak'taki askeri güçlerini çekmeyi tartışırlarken, tersine Irak Kürdistan Bölgesi'ndeki askeri güçlerini daha fazla güçlendirmeyi her zaman benimsemişlerdir. Bana öyle geliyor ki Trump'ın yeni dönem politikasında, Kürdistan Bölge Yönetimi'nin kendi iç sorunlarını hızla çözerek ordu, parlamento ve kurumsal yapıların merkezileşmesi için çok daha fazla baskı yapabilir. Ayrıca İran ile olası bir savaşta, ABD’nin IKYB’deki üstleri önemli bir rol üstlenecekler.
 
Kuzey ve Doğu Suriye politikasında bir değişim söz konusu olabilir mi?
 
ABD'nin Kuzey ve Doğu Suriye'deki askeri politikasında esasa ilişkin bir değişikliğin yapılacağını düşünmüyorum. Ortadoğu'nun değişik bölgelerine yapılacak olası bir askeri müdahalelerde, Kuzey ve Doğu Suriye'de eğitilmiş ve ağır silahlarla donatılmış 110 bin kişilik bir askeri gücün önemli bir misyon üstleneceği açıktır. ABD'nin Kuzey ve Doğu Suriye'deki askeri gücünü arttırması Biden veya Trump'ın kişisel tercihleriyle hiçbir ilgisi olmayıp, ABD ve İngiltere'nin belirlediği Ortadoğu stratejisiyle ilişkili bir durumdur. Aynı şekilde İsrail'in Ortadoğu’yu zor ve şiddet kullanarak değiştirme sürecinde ittifak yapabileceği bölgesel güçlerin içerisinde Kürtlerin çok daha fazla ön plana çıkmaya başladığı söylenebilir.
 
 
 Kim gelirse gelsin ABD'nin Ortadoğu'daki stratejisi ve çıkarları belirleyicidir. ABD'nin Kuzey ve Doğu Suriye'deki askeri politikasında esasa ilişkin bir değişikliğin yapılacağını düşünmüyorum. 
 
Zaten Erdoğan'ın ‘İsrail bize saldıracak, Hamas Kuvayi Milliye ruhu ile bizi koruyor’ söylemenin arkasında İsrail ile Rojava arasında gelişmeye başlayan askeri ve politik ilişkilerin olduğu iddia ediliyor. Bu bakımdan ABD'nin Rojava'dan çekilmesinin söz konusu olacağını düşünmüyorum. Son bir aydır ABD’nin Qamışlo'ya yaptığı askeri sevkiyatta çok ciddi bir artışın olduğu, Kuzey ve Doğu Suriye’ye özellikle askeri hava savunma sistemleri getirildiği basına yansıdı. Şu olasılık pek ala mümkün; SDG’nin (QSD) 110 bin kişilik gücünü tam bir ordu düzeyinde hava ve kara birliklerini askeri olarak donatır ve kendi kendine yeterli hale getirir, bölgede ABD askeri kalmadan kendisini korur o zaman ABD askeri çekilir veya sadece danışmanlık düzeyinde kalabilir. Yani Pentagon, Kuzey ve Doğu Suriye’ye büyük çapta askeri güç yığarken Trump’ın yarın tersi bir politika izleyeceğini düşünmüyorum. Çünkü kim gelirse gelsin ABD’nin Ortadoğu’daki stratejisi ve çıkarları belirleyicidir. 
 
Trump, Qamışlo ile Ankara arasında yeni bir diyalog süreci başlatabilir. Trump, birinci dönemde de SDG Genel Komutanı Mazlum Kobanê'nin bir mektubunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göndermişti. Yeni dönemde bu yönlü adımlar atması sürpriz olmaz. Trump, birinci döneminde de General Mazlum Kobanê ile Erdoğan'ı buluşturmak istemişti. Bunu ikinci dönemde yaparsa ve her ikisini Beyaz Saray’da misafir ederse kimse şaşırmasın.
 
Trump,  ismi Savunma Bakanlığı için geçen Mike Waltz’i Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atadı.  Waltz, Afganistan’da savaşmış ve savaş madalyası alan emekli bir yeşil bereli asker. Görüşlerine gelince; Ukrayna’nın askeri olarak desteklediğini savundu. Pasifiklerde Çin’in mutlak bir şekilde durdurulması gerektiğini söyledi. İran’ın nükleer gücü ulaşmaması için her türlü yolun denenmesine vurgu yaptı. Türkiye'nin Suriye'deki eylemlerini eleştirmiş ve bu eylemleri "işgal" olarak tanımladı. Türkiye'nin Suriye'deki operasyonlarının, bölgedeki güvenlik ve istikrar açısından sorunlar yaratabileceğine dair görüşlerini sürekli dile getirdi. Yine PYD/YPG’yi İsrail’den sonra en iyi müttefiklerinden biri olduğunu vurguladı. İsrail’in güvenliği için ABD’nin hiçbir fedakarlıktan kaçınamayacağını söyledi. Yani, Mike Waltz’in Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atanması, Trump’ın küresel ve bölgesel politikaları için bir ip ucudur.
 
MA / Selman Güzelyüz

Diğer başlıklar

20/05/2025
11:46 Gazeteci Sapan’a para cezası
11:42 Zozan Çewlîg: Mücadelemizin merkezi Önder Apo'dur
11:24 AYM cezaevinde görüş ve yazışma gözetimini bir kez daha ihlal saydı
11:23 Şiyar Amed: Yeni bir kapı açılıyor
Seyfi Zoğurlu: Şimdi yürütülecek savaş daha zorlu
11:21 Gazeteci Yelda Çiçek’in yeniden yargılandığı dava görüldü
10:07 Sema Yüce'nin annesi: Devlet adım atsın
10:06 Borsa İstanbul'da manipülasyon soruşturması
10:05 Kardeşi anlattı: Kaytan ‘bir lokma bir hırka’ felsefesinin vücut bulmuş haliydi
09:55 İstinaf: DTK toplantısında konuşmak örgüt üyeliği kabul edilemez
09:51 TJA’dan ‘Toplumsal Barış Yürüyüşü’ne çağrı
09:47 Türkdoğan: Öcalan özel kanunla bir komisyon kurulmasını istedi
09:21 Mexmûrlular talepleri karşılanıncaya kadar eylemde olacak
09:16 Danıştay Dedeoğulları'nın 'idari sorumluluk' davasında karar verdi
09:10 Asker görev alanı dışında cinayet işledi: Mermi çekirdekleri değiştirildi
09:09 İstanbul'da Kürt Dil Bayramı şöleni düzenlenecek
09:08 7 köyün ortak alanına taş ocağı ruhsatı, köylüler eylemde
09:07 'Let's go Kürdistan'a dava
09:06 Yazar Yusuf Karadaş: Lozan tartışmalarında hedef CHP
09:04 Savaşın kazananı, barışın kaybedeni: Silah şirketleri
09:03 Kürt yazarlar: Çözüm için Kürtçe resmi dil statüsüne kavuşturulmalı
09:01 20 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
08:45 İBB’ye operasyonda 22 gözaltı
00:14 Faruk Sağlam’ı binler uğurladı
19/05/2025
23:59 Adana'da kadın cinayeti
23:36 Zelenski –Trump görüşmesi: Koşulsuz ateşkese hazırız
23:27 DEM Parti’li Faruk Sağlam hayatını kaybetti
23:12 Özel’den Erdoğan’a: Küresel bir lider değil diktatörsün
23:03 Trump ve Putin telefonda görüştü: Ateşkes görüşmeleri başlayacak
21:55 '19 Mayıs Pontos soykırımı olarak kabul edilsin'
20:59 İsrail’den Lübnan’a saldırı
20:54 DEM Parti Gençlik Meclisi'nden Livan Orman gözaltına alındı
19:42 Eyn Îsa’da savaş kalıntısı patladı: Bir yurttaş yaşamını yitirdi
17:51 Amed’de baba ve oğlu yanmış halde bulundu
17:36 Son 24 saatte 136 Filistinli katledildi
16:43 Anmaya giderken kaza yapanlardan birisi daha hayatını kaybetti
16:40 Avrupa Kürt Kadınları Ulusal Birliği İnisiyatifi kuruldu
16:19 DEM Parti'den siyasi partilere 'tam yetkili komisyon' önerisi
16:10 GABB 'Kadın Kent Bostanları’ projesinin startını verdi
15:53 Kayyım açılmış olan semt pazarını törenle açtı!
15:19 100 aile Şengal’e geri döndü
15:11 Ambargoya karşı çadır eylemi 5’inci gününde
15:11 Kayıplar Haftası’nda Ocak ve Karakoç anıldı
15:08 YNK ve KDP Irak seçimlerine ayrı listeyle katılacak
14:51 Tecavüz failinin yakınlarından baro ve JINNEWS’e tehdit
14:08 DEM Parti Saadet Partisi görüşmesi başladı
13:43 DEM Parti’nin siyasi partilere görüşme programı netleşti
13:24 DEM Parti ve DEVA görüşmesi sona erdi
13:19 Pervin Buldan: Komisyonların kurulması için müzakereler bir an önce başlamalı
12:58 Kurtulmuş: Sürecin konuşulacağı yer Meclis’tir
12:26 Savcıdan polisin gazeteciye şiddetine gerekçe: Agresif tavırlar gösterdi
11:44 Buca'da tutsaklar baskılara karşı açlık grevinde
11:36 İSİG: 12 yılda 2 bin 728 genç iş cinayetinde yaşamını yitirdi
11:36 Arınç: Umut hakkı önemli bir haktır
11:22 DEM Parti Eş Genel Başkanlar ile Babacan görüşmesi başladı
10:53 Dağların anahtarını bulan dervişler Kürdistan oldu
09:57 'Kalıcı barış, derin iyileşme ve gerçek adaletle mümkün olur'
09:51 Bir evden öte bir halkın direniş hafızasının mekanı
09:30 Kaytan ve Altun’un anmasına katılanlar: Toplumsal barışı inşa etme zamanı
09:22 Gazeteci Baydar: Toplumun barışa ikna edilmesi için adım atılmalı
09:01 ‘Özgürlük ve hakikat savaşçılarıydılar’
09:01 'Enternasyonalist bir kadın hareketi oluşturulmalı'
09:01 Sebahat Tuncel: Mücadele bitmedi, yöntemi değişti
09:00 19 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
18/05/2025
22:32 Yaralı çocuk için ambulans verilmedi
21:15 Kadıköy’deki anmada çok sayıda gözaltı
20:40 Haber alınamayan Özdemir'in cansız bedeni bulundu
20:21 Anmaya gelirken kaza yaptılar: 1 kişi yaşamını yitirdi
20:17 Tutsak Başak: Psikolojik ve fiziki baskı altındayız
19:45 Abdullah Öcalan'dan mesaj: Yeni sözleşmeye ihtiyaç var
19:23 DEM Parti'de Kaytan ve Altun anması
19:11 Licê’de yeni kemikler bulundu
19:05 Fatma Özbay 29 yıl sonra memleketinde
18:11 İHD Amed Şubesi'nin yönetimi belli oldu
17:54 Bahçeli'den yol haritası: 100 kişiden oluşan komisyon kurulsun
17:36 Devrimci önderler birçok kentte anıldı
17:28 Filistinli doktor: İsrail’e akan petrolü kesin
16:55 İsrail, Gazze’ye büyük bir saldırı başlattı
16:47 İmamoğlu'ndan iktidara çağrı: Barış artık Meclis çatısı altında yeşermeli
16:42 DEM Parti heyeti İmralı'dan döndü
16:21 Haymana'da Hıdırellez Şenliği
16:14 Cemile Turhallı: Kürtçe eğitim dili olmalı
15:52 Tekirdağ'da Kürtçe dil derneği açıldı
15:51 İstanbul’da anma: Açtıkları yolda yürüyeceğiz
15:26 ABD'de kasırga: 21 kişi hayatını kaybetti
15:22 Binler Şêx Seîd Meydanı'nda Kaytan ve Altun'u andı
14:38 Deniz Poyraz'ın kardeşi tahliye oldu
14:25 Mêrdîn’den gelen kitleden Şêx Seîd Meydanı'na yürüyüş
14:23 Kadınlardan anma öncesi yürüyüş: Mücadelemizde yaşayacaklar
14:17 Rıza Altun'un koğuş arkadaşı da anmada: Anılarına sahip çıkacağız
13:55 Leyla Güven: PKK'nin adımı tarihi bir çözüm fırsatı sunuyor
13:48 Anma için Amed'deler: Öcalan özgür olmalı
13:09 İHD Amed Şubesi Genel Kurulu'nda devlete 'adım at' çağrısı
12:37 DEM Parti heyeti İmralı'ya gitti
12:29 Kürt Dili Sempozyumu'nda siyasete eleştiri
11:49 Kaytan ve Altun anması için yola çıktılar
11:40 İstanbul’da yağış aralıklarla etkisini sürdürüyor
11:31 DEM Parti: Mayıs ayında yitirdiklerimiz yolumuzu aydınlatıyor
10:31 Çanakkale'de 4.4 büyüklüğünde deprem
10:16 Dêrsim'deki anmaya katılanlar: Tek taraflı barış olmaz
09:57 Mazlum Doğan’ın kardeşleri: Bize onların izinden yürümek düşer
09:15 Jin Dergi'nin yeni sayısının konusu madde bağımlılığı
09:11 76 yaşındaki hasta tutsağın sağlığı kötüye gidiyor
09:10 İzmir’den Ankara’ya uzanan emek mücadelesi
09:09 Akdeniz Bölgesi'ndeki cezaevlerinde 80 hasta tutsak var
09:08 Kaytan ve Altun’un mücadelelerini miras aldılar
09:07 Gözaltındaki işkence görüntüleri 5 yıldır incelenmedi
09:07 Altun’un Dîlok yılları: Özgürlük tohumları ekti
09:06 Öcalan'ın avukatı: Yeni bir sayfa açıldı, biriken sorunlar ortadan kaldırılmalı
09:04 Cizîr'de sürece destek tam: Devlet gereken adımları atmalı
09:00 18 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
17/05/2025
23:48 Arap Birliği Zirvesi’nden Gazze için ateşkes ve yeniden inşa çağrısı
23:10 Paris 4. Kürt Kültür Festivali başladı
22:29 Mereş’te 4 büyüklüğünde deprem
21:10 Licê’de bulunan kemikler ATK’ye gönderildi
20:15 ‘Toplumsal inşada kadınlara büyük sorumluluk düşüyor’
20:10 Dörtler anıldı: Hayalleri Öcalan’ın öncülüğünde hayat buluyor
19:20 Amedspor, olağanüstü kongreye gidiyor
19:17 ‘Türkiye’den soykırıma giden petrol akışı durdurulsun’
19:00 İstanbul ve Mersin’de Kaytan ve Altun anması
18:46 4 yaşındaki çocuğun yaşamını yitirdiği tesisin ruhsatı iptal edilmiş!
18:41 Trump, Putin ve Zelenski ile görüşecek
18:35 Gazze’de 65 bin çocuk ölüm riskiyle karşı karşıya
18:31 NADA sonuç bildirgesi açıklandı
17:58 78 kişinin ölümüne neden olan yangına dair iddianame hazırlandı
17:41 DBP Eş Genel Başkanı, Şanaz İbrahim Ehmed’i ziyaret etti
17:38 Silêmanî’de ‘inanç’ çalıştayı: Ortak yaşamı yaymalıyız
17:19 'Kalıcı barış demokratik anayasa ile mümkün'
17:09 Uyuşturucu ve fuhuşa karşı örgütlü mücadele çağrısı
17:01 Mithat Sancar: Öcalan’ın çağrısı iyi analiz edilmeli
16:38 Zekiye Ayhan'ın hayati riski devam ediyor
16:37 Amed'de Kaytan ve Altun anmasına çağrı
16:07 Kürt basını ve yayıncılığının eğitimdeki rolü tartışıldı
15:45 Barışın inşasında ilk adım konuşuldu: Hasta tutsaklar serbest bırakılsın
15:31 Belediye'den 'beyit' açıklaması
15:30 Hasta tutsaklar Avcı ve Balatacı için çağrı
15:17 Dêrsim’de Kaytan ve Altun binler tarafından anıldı: Mücadelelerini sürdüreceğiz
14:53 'Mesleğimiz diplomalı işsizliğin sembolü haline geldi'
14:19 NADA Kongresi: Kadın Devrimi Belgesi onaya sunuldu
14:10 Kayıp yakınları sordu: Sevdiklerimiz nerede?
13:53 255 demokratik kitle ve meslek örgütünden ortak metin: Hasta tutsaklar serbest bırakılsın
13:46 Binler Kaytan ve Altun’un anması için Seyit Rıza Meydanı’nda
13:07 Bakırhan: Toplumsal barış için yüzleşme sağlanmalı
Buldan: Kayıplar bulunmazsa barış yarım kalır
13:03 Kayıplar için hakikat komisyonu oluşturulması talebi
12:56 ‘Kürt Dili Sempozyumu’ başladı: İnsan diliyle insandır
12:55 Uçan Süpürge Film Festivali başlıyor
12:52 Dêrsim’de direniş sonuç aldı
12:02 Cumartesi Anneleri’nden hakikat ve yüzleşme çağrısı
11:55 Cemil Bayık: Yeni bir paradigma geliştiriyoruz
11:14 Zeynep Celaliyan'ın tedavi hakkı engelleniyor
11:02 Mexmur’da ambargoya karşı eylem sürüyor