İSTANBUL - Kürt sorunun çözümüne dair yürütülen gelişmelere işaret eden DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Arife Çınar, "olağanüstü bir süreç" yaşandığını belirterek, "Meclis'in tatile gitmesi bile sorunlu bir haldir" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ile yeni dönemi şekillendiren süreci topluma ulaştırmak amacıyla Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) düzenlediği buluşmalar devam ediyor. Türkiye ve Kürdistan'ın dört bir yanında halk toplantıları, buluşmalar ve aile ziyaretleri şeklinde gelişen buluşmaları ve süreci değerlendiren DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Arife Çınar, devletin sürece ilişkin henüz somut adım atmadığını hatırlattı.
Meclis'te bir komisyonun kurulması önerisine değinen Arife Çınar, "Ama Meclis'in tatile girmesinden kaynaklı bu süreci daha çok sonbahara ertelediklerini ifade ettiler. Oysaki bu sorun yüzyıllık bir sorun. Sanki Türkiye'de bu sorun masaya yatırılmamış ve tartışılmıyor gibi, Meclis'in tatile gitmesi bile sorunlu bir haldir. Çünkü bunu olağanüstü bir süreç olarak görüyoruz. Bu sorunun çözülmesi için adımların atılması üzerinden Meclis'in tatil olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu komisyon sonbaharda oluşmuş olsa bile sadece siyasi parti üyeleri üzerinden değil, Türkiye'deki bütün toplumsal dinamiklerin dahil olacağı bir komisyon olması daha anlamlı olacaktır. Bugün Kürt sorununun çözümüne dönük bir sürecin içerisindeyiz. Ama bu ülkede Alevilerin, kadınların ve birçok farklı toplumsal kesimlerin de sorunu var. Eğer Türkiye'nin demokratikleşmesi üzerinden bir düşünce varsa ve buna dönük anayasa değişikliği yapılacaksa her kesimi kapsayacak şekilde bir komisyon oluşması daha iyi sonuç elde edilmiş olacak. Barış süreci işletilecekse somut adımların atılması gerekiyor. Somut adımlar atılmadıkça, toplum sürece dair kaygıya düşüyor" ifadelerini kullandı.
'ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDECEK'
Parti olarak sürece dair yoğun çalışmalar içinde olduklarını belirten Arife Çınar, "Eksiklikleri olsa da bir barış komisyonu oluşturuldu ve çalışmalarını sürdürüyor. Bu komisyon, içinde aydınların, farklı dernek temsilcilerinin olduğu bir komisyon. Sürece dair çeşitli toplantıları organize ediyorlar. Bunun yanı sıra kadınlarla buluşma toplantıları yapıyoruz. Farklı kesimlerden olan kadınların da dahil olduğu toplantılar gerçekleşiyor. Ve aynı zamanda katılımcıların da düşüncelerini alarak toplantılarımızı sürdürüyoruz. Yine genel olarak karma düzeyinde toplantılar alıyoruz. Hem Türkiye'deki derneklerle hem de Kürdistani derneklerle ciddi bir buluşmamız var. Alevilerle buluşmalar yaptık. Bu yönüyle çalışmalar yürütüyoruz. Barışın toplumsallaşmasının yanı sıra demokratik toplumu inşa etme gibi bir derdimiz de var. Toplumdaki eril zihniyeti değiştirme, doğa talanına dur demek, kadın temsiliyetini arttırma gibi çabamız da var. Farklı halklarla buluşmalarımız olacak ve bu kapsamda ayın 24'ünde Çerkezlerle bir buluşmamız olacak. Özellikle gittiğimiz dernek ve inanç kurumlarında yönetimde kadınların da yer alması gerektiğini bahsediyoruz. Demokratik toplumdan bahsediyoruz. Bu sorumluluğu da İstanbul üzerinden taşıyarak benzer çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
'BARIŞ İÇİN HERKESE SORUMLULUK DÜŞÜYOR'
Türkiye'nin, Kürtlerin, halkların barışa ihtiyacı olduğunun söyleyen Arife Çınar, toplumdan olumlu mesajlar aldıklarının ifade etti. Arife Çınar, sözlerini şöyle tamamladı: "52 yıldır Türkiye'de ekonomik sorun yaşanıyorsa ve şiddet sarmalı topluma sirayet etmişse bu savaşla bağlantılıdır. Toplantı ve buluşmalarda devletin hem savaş politikaları üzerinden hem de tekçi akıl üzerinden yürüttüğü politikalara karşı ciddi bir mesafenin olduğunu görmüş olduk. Bizlere büyük bir sorumluluk düşüyor. Demokratik siyaset alanına büyük sorumluluk düşüyor. Bir fırsat var ve bu kapsamda tüm toplumsal kesimlerin bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Biz farklı toplumsal kesimlerle barışı toplumsallaştırmak için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Değişimi yaratacak olan toplumun kendisidir. Ondan dolayı bu süreci sahiplenmek ve her yerde barışa dair çalışmalar sürdürmek ve yürütmek gerekiyor. Bu toplumu hep birlikte demokratik bir topluma dönüştürmeliyiz."
MA / Melik Çelik