AMED - AİHM'in ihlal kararına rağmen "umut hakkı" tanınmayan ağır hasta tutsak Civan Boltan’ın babası Hakkı Boltan, "Bir gün oğlumla kucaklaşamayacak mıyım? Bu ailelere de işkencedir" dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği kararlarının üye devletler tarafından uygulanıp uygulanmamasını denetlemekle sorumlu olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin toplantısı dün başladı. 17 Eylül'e kadar devam edecek toplantıda tartışılacak başlıklardan birisi de Türkiye'de binlerce tutsağı yakından ilgilendiren "umut hakkı" konusu olacak.
AİHM, 2014 yılında İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a tahliye imkanı olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) işkence ve kötü muamele yasağına aykırı buldu. AİHM, daha sonra tutsaklar Emin Gurban, Hayati Kaytan ve Civan Boltan için de benzer yönde kararlar verdi.
Hakkında ihlal kararı verilen isimlerden birisi olan Civan Boltan, aynı zamanda İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutsaklar listesinde yer alıyor.
GÖZÜ GÖRMÜYOR, KOLU YOK
Boltan, Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuluyor. Çewlig'in Dara Henê (Genç) ilçesi kırsalında 24 Nisan 2012 tarihinde çıkan çatışma sırasında ağır yaralandı. Önce "öldü" denildi, ancak bir süre sonra yaşadığı anlaşıldı. Bir eli ampute edildi, sol gözü görme yetisini kaybetti, sağ gözünde ise yüzde 80 görme kaybı oluştu. Beyninde şarapnel parçası bulunan Boltan, 3 Şubat 2014 tarihinde "ülkenin anayasal düzenine zarar verme ve kamu görevlilerine suikast girişimi" iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay, 23 Ekim 2014'te kararı onadı.
İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine AİHM başvuru yapıldı. AİHM, 12 Şubat 2019'da "ihlal" kararı verdi. Karar, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen tutsaklar için emsal niteliğinde oldu.
“İhlal” kararı üzerine yeniden yapılan yargılamada yeniden benzer bir karar verildi ve kararı onandı. Mahkeme, AİHM kararının uygulanabilmesi için TCK'de değişikliğe gidilmesi gerektiği gerekçesini öne sürdü. Boltan hakkında ayrıca “Tek başına cezaevinde kalamaz” raporu bulunuyor.
Baba Hakkı Boltan, oğlunun sağlık durumu ve hakkında verilen "ihlal" kararının uygulanmamasını değerlendirdi.
'KÜRTLER CEZALANDIRILIYOR'
Uzak mesafe nedeniyle en son 2 yıl önce oğlunun açık görüşüne gittiğini aktaran Boltan, "Disiplin cezası olmadığı vakit her 15 günde bir telefon görüşmesi yapıyoruz. Tek başına yaşamını idame edemiyor, yanında 2 tutsak var" dedi.
"Umut hakkı insan onurunun korunması noktasında olmazsa olmaz bir haktır" diyen Boltan, "Bir insanı tutuklayıp 'ölene kadar cezaevinde kalacaksan' dersen eğer bu hüküm olmaz. AİHM bu konuda ihlal kararı verdi. Mahkemelerin 'umut hakkı' kapsamında tutsakların 25 yıl sonra özgür kalması gerektiğini belirtiyor" diye konuştu.
Yüzlerce tutsağın hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildiğine dikkati çeken Boltan, Türkiye'nin konseye yaptığı bildirimde söz konusu tutsakların bu haktan "muaf" tutulduğunu belirttiğini hatırlattı. Boltan, "Bunlar istisna değil, Kürt’ün cezalandırılmasıdır" dedi.
'KONSEY ARA KARAR VERMELİ'
Konseyin ara karar kurması gerektiğini ifade eden Boltan, "Avrupa Konseyi 2014’te Abdullah Öcalan'ın ‘umut hakkı’nın uygulanmasını istedi. 2014’ten beri bu karar uygulanmadı. Konsey bu konuda Türkiye’ye geçen yıl 1 yıl süre verdi. Bu 1 yıllık süre doldu. Konsey bu kararına sahip çıkmalı ve Türkiye’ye ‘Bu kanununu değiştirip, AİHS 3. Maddeye uyacaksın, aksi halde seni konseyden atacağız’ demeli" şeklinde konuştu.
'OĞLUMLA KUCAKLAŞAMAYACAK MIYIM?'
Boltan, oğluyla yaptıkları telefon görüşmelerinde “umut hakkı”nı konuştuklarını, oğlunun “umut hakkının uygulanmaması mevcut yasaları anlamsızlaştırıyor" dediğini paylaştı. Boltan, "Bir gün oğlumuzla kucaklaşamayacak mıyız? Biz aileler bu durumu işkence olarak görüyoruz. Çocuklarımızın özgürlüğü yerine ölümünü beklemek bizler açısından işkencedir" diye konuştu.
Boltan, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne işaret ederek, şöyle devam etti: "Kürt yoktur' diyenler Kürt’ün özgürlüğünü de engelliyor. Hasta tutsaklar, 'umut hakkı' ihlal edilenler serbest bırakılmalı. Bu sorunun çözülmesi halinde Kürt sorununun çözümü de hızlanacak. Türkiye bu açıdan demokratik adımlar atmış olur. Bu Türkiye’nin demokratikleşmesini de etkiler. daha hızlı çözülür. İnsanlık dışı kanunların, işkence olarak görülen kanunların ortadan kaldırılması; demokratik kanunlarla Kürt sorununun çözülmesini, barış ve huzur istiyoruz."
MA / Müjdat Can