ANKARA- Yeni Yol Partisi Milletvekilli Kani Torun, "Kurulması beklenen Meclis komisyonu bir an önce kurulsun ve Meclis sürecin yasal ve hukuki düzenlemelerini bir an önce hayata geçirsin" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Kobanê Davası'nda verilen kararların yol açtığı tahribatların araştırılması ve komisyon kurulması için verdiği önerge, Meclis Genel Kurulu'nda görüşüldü. Söz alan DEM Parti, CHP ve Yeni Yol Partisi milletvekilleri, çıkan karar ve gerekçeli karar üzerinden iktidara tepki gösterdi.
İlk olarak söz alan DEM Parti Milletvekili Newroz Uysal Aslan, davayı, Türkiye siyasi tarihinin en büyük siyasi kumpas davası olarak nitelendirdi. Newroz Uysal Aslan, "Önümüze konulan yaklaşık 33 bin sayfalık gerekçeli karardan sonra artık bu Meclis'in farklı bir tavır alması gerekir. Çünkü bu bir dava değil, siyasi bir operasyondu, hâlâ da öyle. Verilen gerekçeli karar, kumpasta ısrarın kumpasla sürekliliğini bizlere gösteriyor. Orada iddia edilen mevzuların, öç hâline getirilen meselelerin hesaplaşma yeri mahkeme salonları değil; Meclis, burasıdır, siyaset kurumudur. Bunu sadece biz söylemiyoruz" dedi.
Dosyada suç delilinin bulunmadığını dile getiren Newroz Uysal Aslan, "Dosyada bir suç, dosyada bir delil, dosyada bir değerlendirme yok. 33 bin sayfayı dosyanın avukatlarının söylediği gibi yemeden, içmeden, uyumadan, göz kırpmadan, aralıksız bile okusanız yaklaşık doksan gün sürüyor. Ancak verilen itiraz süresi kaç gün? 7 gün. Mahkemeye verilen gerekçeli kararı yazma süresi kaç gündü? 15 gün. 15 günlük kararı 13 ayda yazan mahkeme 33 bin sayfalık karara karşı 7 günlük itiraz bekliyor. Algı değişmedi, devam etti ancak 33 bin sayfada tek bir suç tespiti, bak somut suç tespiti yok. Devletin siyasileşen algıları, iddiaları, algısı devam ediyor ancak şiddet, ancak ölüm, fail, yer, zamanla ilgili tek bir tespit yok. 33 bin sayfanın hemen hemen hepsi partimizin çalışmaları, basın açıklamaları, MYK toplantısı sonrası alınan kararlar, miting konuşmalarından bahsediliyor. 2014'te Suriye'de, Kobanê'de değişen bu ittifakların IŞİD karanlığına karşı halkların bir arada mücadelesinin sesi ve mücadelesi sonucu gerçekleşen bir yargılamadan bahsediyoruz. Eğer ittifaklar değişiyor, eğer Türkiye değişiyorsa bugün demokratik siyaseti tasfiye etmek yerine halklara, bölgelere, herkese kazandıran -iflas eden politikada ısrar değil-yeni bir politika kurmak gerekir. Yargı eliyle Kürtlere, HDK'ye, yerel demokrasiye, bugün CHP'li belediye ve siyasetçilere karşı yürütülen bu iflas siyasetinden vazgeçilmelidir" diye konuştu.
‘EN BÜYÜK SORUMLULUK İKTİDARDA’
Yeni Yol Partisi adına söz alan Kani Torun da karara tepki gösterdi. Kürt sorununa dair yürütülen sürece değinen Torun, "bu konuda bilgi kirliliğini bulduğunu belirterek, "Sürecin bir an önce rayına oturması ve bu bilgi kirliliğinin şeffaf ve bilgilendirici açıklamalarla ortadan kaldırılması çok önemlidir. Burada da elbette en büyük sorumluluk Hükûmete ve iktidar partisine düşmektedir" dedi.
DEM Parti ve MHP’nin sürecin toplumsallaşması için toplantılar yaptıklarını ve bu durum nedeniyle her iki partiyi tebrik ettiğini söyleyen Torun, "Ancak süreci esas sahiplenmesi gereken iktidar partisinden tabiri caizse tık yok. İktidar partisinin üst düzey yöneticilerinde dahi süreçle alakalı garip bir çekingenlik ve apati, bir duyarsız tavır görüyoruz. Ortadoğu gerçeğiyle her geçen gün tekrar tekrar yüzleşiyoruz" diye konuştu.
Ortadoğu'daki gelişmeler nedeniyle sürecin kritik bir aşamada olduğunu dile getiren Torun, "Bu yüzden süreç şu an en kritik aşamasındadır. İmralı'dan yapılan çağrı değerlidir, ancak o çağrı yeterli değildir. İktidarın da güven artırıcı adımlar atması sürecin başarıya ulaşması için elzemdir. Bugün silahı bırakanların yarın tekrar silahlanmaması için bu konuda bazı adımlar atmak zorundayız. Silahlar bırakıldıktan hemen sonra, silahı bırakanlar hakkında gerekli hukuki düzenlemeler yapılmalı ve ülkemize dönmeleri sağlanmalıdır" şeklinde konuştu.
'DÜZENLEMELER BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇİRİLSİN'
Kobanê Davası ve diğer davalardaki siyasi tutsakların serbest bırakılarak sürece destek vermesinin güven ortamın sağlanması ve siyasi atmosferi yumuşatacağını dile getiren Torun, "Komisyon ise kuralım, toplantı ise yapalım, sorumluluk ise alalım, adım atılacak ise atalım, ama artık yerimizde saymayalım. Kurulması beklenen Meclis komisyonu bir an önce kurulsun ve Meclis sürecin yasal ve hukuki düzenlemelerini bir an önce hayata geçirsin, demokratik hak ve özgürlüklerin önünü açacak düzenlemeler yapsın, sorunun çözümü için herkes elini taşın altına koysun. Özellikle iktidar partisinin bekleme modundan vazgeçip parti olarak süreci sahiplenmesi gerektiğini belirtiyorum" diye belirtti.
'SARAYDA YAZILIYOR, MAHKEMEDE OKUNUYOR'
CHP Milletvekili Süleyman Bülbül ise şunları söyledi: "Yargısı bağımsız olmayan, tarafsız olmayan, yasaması ve yargısı yürütmeye bağlı olan, saraya bağlı olan ülkemizde tabii ki yargılamalar hukuki tahribatlı olacak. Kobanê Davası'nın gerekçeli kararı bile 13 ay sonra -heyetin 13 ayda yazdığı 32 bin 630 sayfalık karar var- tebliğ edilecek. İki haftalık sürede kanuni yola başvuracak avukatlar, böyle bir şey olamaz, hukuki tahribattır bu. Yani burada dava siyasi bir dava. Kobanê Davası, olay olduktan 5 yıl sonra dava açılıyor, iddianamesi de doğrudan bir partinin genel başkanı tarafından yıllarca yazılıyor, sonra da dava açılıyor. Yani bu davanın siyasi dava olduğu burada da açıkça ortada. Uzamasıyla, zamanlamasıyla, karar duruşmasının seçimden sonraya bırakılmasıyla her yerden siyaseten kullanılmaya elverişli bir dava. Kim ne derse desin Kobanê Davası'nda hukuk yok, kim ne derse desin Kobanê Davası'nda adil yargılanma hakkı ihlalleri var, kim ne derse desin Türkiye'de hukuki tahribatlı yargıyı aparat olarak kullanıp, yargıya müdahale edip siyasi operasyonlar yapılıyor. Sarayda yazılan, mahkeme salonlarında usulen okutulan kararlar önümüzde."