İSTANBUL - Yakın Doğu Haber Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu, İsrail'in Gazze'ye dönük saldırılarının "ilhak planı" olduğunu söyledi.
İsrail, bir yılı aşkındır sürdürdüğü saldırılarının ardından Gazze'nin tamamını işgal etme kararı aldı. İsrail kabinesinde onaylanan karar sonrası 60 bin yedek asker göreve çağrıldı. İsrail, birkaç aşamada gerçekleştireceği işgal harekâtını, 2026'nın ilk aylarına kadar tamamlamayı hedefliyor. İşgal planının 2 Eylül'de başlatılacağı iddia ediliyor.
İşgal planını ve yol açacağı sonuçları değerlendiren internet üzerinden yayın yapan Yakın Doğu Haber Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu, işgal planın 3 kesimi karşı karşıya getirdiğini söyledi. Dursunoğlu, Benyamin Netenyahu'nun koalisyon ortağı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Gazze'nin ilhak edilmesini arzusu, ordunun bu olasılığı kuşkuyla karşılaması, işgal planı nedeniyle askerlikten muaf tutulan Haredlileri askere alma girişiminin İsrail'de gerilime yol açtığını ifade etti. Dursunoğlu, "İsrail şu an, Haredileri askere almak istiyor. Haredliler, öteden beri askerlikten muaf tutulan, gruplar ve öyle zannedildiği gibi küçük marjinal gruplar değil. İsrail nüfusunun yüzde 10'nu oluşturuyorlar. Bunlar Yeşiva adı verilen dini okullarda ve medreselerde okuyan öğrencilerdir. Bunlar askerlik yapmayı reddediyorlar. Şimdi Ultra Ortodoks Yahudilerin askere alınması meselesi, İsrail toplumu içerisinde ciddi bir çatlak oluşturdu" ifadelerini kullandı.
Haredlilerin askere alınma girişiminin İsrail'deki siyasi dengeye ve toplumsal tepkilere yansımasını işaret eden Dursunoğlu, "Netanyahu hükümeti, bildiğiniz gibi, aşırı dinci partilerden oluşuyor. Yeşiva öğrencilerinin askere alınmasına karşı çıkıyorlar. Ancak öte taraftan da ordunun ihtiyacı var ve toplumun diğer kesimleri de 'Biz gidiyoruz, ölüyoruz; bunlar niye askere gitmiyor' diye itiraz ediyorlar. Dolayısıyla ordu, bu gerçekçiliği göz önünde bulundurarak Gazze'nin işgal edilmesine karşı çıkıyor. Ama öte taraftan da Netanyahu'nun savaş yanlısı kabine üyeleri, 'Eğer biz Gazze'yi işgal etmezsek bu koalisyonu bozarız' diyorlar" diye konuştu.
‘NETENYAHU'NUN AMACI İKTİDARINI KORUMAK'
Netanyahu'nun savaş ısrarını iktidarını koruma motivasyonuna dayandığını dile getiren Dursunoğlu, halkın buna karşı hoşnutsuzluğunu bir milyonluk bir gösteriyle gösterdiğini, ordu içinde de Netanyahu'nun iktidarına kurban olayı reddeden bir hoşnutsuzluğun olduğunu dile getirdi. Ordu içinde "Biz senin iktidarın için feda edilecek kurbanlar mıyız" diye itirazların geldiğini söyleyen Dursunoğlu, "Toplumsal olarak da bir çatlak oluşmuş durumda. Öte yandan Netanyahu, koalisyonu içindeki aşırı ayrılıkçı güçler de 'Eğer sen Gazze'yi işgal etmezsen ve esir takas anlaşması yaparsan, biz bu koalisyonu bozarız' diyorlar. Ordu ise 'Eğer biz bu işi yaparsak, bize çok pahalıya mal olur' diye itiraz ediyor. Fakat sonuçta ordu, hükümetin baskılarına teslim oldu ve işgal planı için onayı verdi" diye belirtti.
'GAZZE'NİN İŞGALİ TEHCİR POLİTİKASI'
Gazzelilerin kentten çıkarılmasının tehcir anlamına geldiğini vurgulayan Dursunoğlu, "Gazze'de 2 milyon insanın tehcir edilmesi anlamıma geliyor. Bu insanların gönderileceği yerler arasında Sudan, Somali, Ürdün ve Mısır'ın adı geçiyor. Onlar şiddetle karşı çıktılar. Buranın halktan tamamen arındırılması, soykırım dediğimiz şeyin bizatihi ta kendisi. Bir neslin, 60 binini zaten öldürerek yok ettiler. Yüz binlercesi yaralandı. İsrail'in beklentisi budur. Ama bu, ne ölçüde gerçekleşebilir bu ayrı bir şey. Bu işgale karşı Amerika'dan, diğer ülkelerden ve İsraillilerden herhangi bir tepki ve caydırıcı bir şey gelmedi henüz" şeklinde konuştu.
Tehcir planının gerçekçi olmadığını vurgulayan Dursunoğlu, "İsrail, Gazze'yi İşgal ve ilhak ettikten sonra kalanları Mısır, Ürdün Somali gibi yerlere göndereceğinden bahsediliyor. Bu yerle söz konusu edildiğinde, Mısır ve Ürdün rejimleri buna kendi güvenlikleri gerekçesiyle itiraz ettiler ve alamayacaklarını söylediler. Amerika biraz tehdit yoluyla biraz da ekonomik bir takım yaptırımlar ve vaatlerle kandırmaya çalışarak denediyse de bu da olmadı. Ürdün, Mısır gibi hem coğrafya olarak hem ülke olarak büyük bir ülke değil, Ürdün'ün böyle bir potansiyeli zaten yok. 2 milyon insanı Ürdün'e soktuğunuz zaman, Ürdün'ün bütün toplumsal dengesi, her şeyi paramparça olur. Bu açıdan çok gerçekçi gelmiyor."
'İSRAİL HERŞEYİ YOK EDİYOR'
İsrail'in kendisine tehdit olarak gördüğü her şeyi yok etmek istediğini, Gazze'nin işgalinin de 2 milyon insanın yok edilmesi demek olduğunu vurgulayan Dursunoğlu, bunu durduracak bir yapının da olmadığını söyledi. Eskiden Suriye'nin bunu yaptığını savunarak, "Eski Suriye, İsrail'in bu yayılmacılığının önünde bir bariyerdi" dedi.
Ahmet eş-Şara yönetimindeki şimdiki Suriye'nin İsrail'e güvenlik hizmeti verdiğini öne süren Dursunoğlu, bu gün İsrail'i durdurabilecek bir güç olmadığını dile getirerek, "Yani, İsrail böylesi bir şeyi yapamazsa, yapamayacağı için yapamamış olacak. Yoksa başkaları engellediği için değil. Dolayısıyla işgale karşı direnmekten başka bir yol yok" diye ekledi.
MA / Esra Solin Dal