Vahap Coşkun: Komisyonun Öcalan'ı dinlemesi taviz değil, zorunluluk

img
AMED – Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt olan bir sorunun çözümü için tüm tarafların dahilinin önemli olduğunu belirten Akademisyen Vahap Coşkun, Meclis'te kurulan komisyonun Abdullah Öcalan'ı dinlemesinin bir taviz değil, zorunluluk olduğunu söyledi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın ardından başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci, Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarıyla devam ediyor. Komisyon, farklı kesimleri dinleme çalışmasını sürdürürken birçok kesim, sürecin nihai hedefine varması için Abdullah Öcalan'ın dinlenmesi gerektiğini sık sık dile getiriyor. Komisyonca dinlenen Doç. Dr. Vahap Coşkun, komisyon çalışmalarına ve süreç bağlamında atılması gereken adımlara dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
Ekim ayında Devlet Bahçeli'nin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) sıralarına gitdip tokalaşmasıyla başlayan sürecin üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. Bu bir yılı genel olarak değerlendirecek olursanız, neler söylemek istersiniz?
 
Sürecin geldiği aşamayı olumlu görüyorum. Bu bir yıl içerisinde önemli kararlar alındı, süreç önemli bir raya oturdu. Süreç içerisinde PKK silah bırakma kararını verdi ve silahları terk ettiğini gösteren bir tören düzenledi. Diğer taraftan Meclis'te çalışan bir komisyon var. Bu komisyon farklı toplumsal kesimleri dinleyerek, bu sürece yönelik eleştirini, kaygılarını, tereddütlerini, önerilerini alıyor ve böylece sürecin toplumsallaşmasını sağlıyor. Bir yıldan sonra geriye dönük baktığımızda gelinen sürecin artık bir hukuki çerçeveye oturtulması zamanının geldiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle önümüzdeki dönemde parlamentonun en önemli vazifesi bu sürecin hukuki alt yapısını hazırlamak ve sürecin mümkün mertebe kısa süre içerisinde bitmesini sağlamak olacaktır.
 
Silah yakma törenini de izlediniz. Bu geçen dönem içerisinde bu görüntülerin gerekliliklerinin yerine getirildiğini düşünüyor musunuz?
 
Burada iki vazifeden bahsetmek lazım: PKK'nin silah bırakmayı tam anlamıyla bitirmesi, buna mukabil devletin de hukuki alt yapıyı hazırlaması gerekiyor. Buna yönelik olarak çeşitli eleştiriler geliştiriliyor; ama ben bu sürecin devam ettiği kanaatindeyim. Bir taraftan PKK'nin silah bırakma süreci, bir taraftan süreci hukukileştirmeye yönelik çalışmalar devam ediyor. Bu süre içerisindeki en önemli handikaplardan biri parlamentonun kapalı olmasıydı. Meclis, bu süreyi toplumsallaştırmak ve sürecin alt yapısını kurmak anlamında kullandı. Dolayısıyla Eylül sonu, Ekim başı itibariyle artık somut hukuki çerçeveyi konuşmaya sıranın geldiğini söyleyebiliriz.
 
Komisyon çalışmalarını Kürtler olumlu buluyor; ama somut adım noktasında görevini yerine getirmediğini söylüyor. Siz bu eleştirileri nasıl buluyorsunuz? 
 
Komisyonun şu anda kendi üstüne düşeni yerine getirdiğini düşünüyorum. Yasal olarak yapılması gerekenleri yapacak olan parlamentodur. Komisyondan beklenen bunun hukuki alt yapısını hazırlamaktır. Komisyondan beklenen bunun hukuki alt yapısını hazırlamaktır.
 
Bu eleştirilere katılmıyorum. Çünkü bu komisyona yüklenen çeşitli işlevler var. Bu komisyonun en önemli işlevi, bu süreci toplumun farklı kesimler tarafından sahiplenildiğini göstermesi. Komisyon bunu gerçekleştirdi. Nitekim İYİ Parti dışında diğer partiler komisyonda yer aldı. Dolayısıyla bu komisyon sürece yönelik siyasi desteğin çok güçlü olduğunu gösterdi. Bu önemli bir işlevdir. İkincisi, bu sürecin bir devlet projesi olduğunu gösterdi. Yani devletin bürokratları gelip komisyona bilgi verdiler ve sürece dair siyasi partilerin sorularını cevaplandırdılar. Bu 2013-2015 "Çözüm Süreci'nde" olmayan husustu. O sırada bir devlet projesi olarak değil, AKP projesi olarak algılanıyordu. Oysa devlet burada bütün unsurlarıyla sürecin arkasında olduğunu gösterdi. Bunun en iyi gösterildiği yerde komisyon oldu. Üçüncü olarak; komisyon, aynı zamanda süreci toplumsallaştırdı. Çeşitli süreçlerde mağdur olanlar, evlatlarını kaybedenler, çocuklarını, yakınlarını göremeyenler gelip burada kendi bakış açılarıyla süreci değerlendi. Dolayısıyla komisyon, bu anlamda süreç için bir hafıza işlevi gördü. Diğer taraftan yine komisyona katılan bütün taraflar, süreç içerisinde yapılması gereken demokratik adımları da ifade etti. Dolayısıyla demokratik bir zemini de teşkil etti. Ancak komisyondan beklenen elbette ki hukuki bir çerçeve ortaya koymasıdır. Çerçeveyi ortaya koyması içinde önümüzde 3 aylık bir süreç var. Zaten komisyon kendi çalışma usullerinde 31 Ekim’e kadar bir süre belirlemişti. O nedenle komisyonun şu anda kendi üstüne düşeni yerine getirdiğini düşünüyorum. Yasal olarak yapılması gerekenleri yapacak olan parlamentodur. Komisyondan beklenen bunun hukuki alt yapısını hazırlamaktır.
 
Meclis’teki komisyonda siz de dinlendiniz ve çatışmalı çözüm arayışları noktasında fikirlerinizi sundunuz. Bu sorunun çözümü için nasıl bir yol izlenmeli?  
 
Burada hukuki ve siyasi olmak üzere iki türden bir çözüm önerisinden bahsedilebilir. Siyasi olarak çözüm süreci yönünde gözüken en önemli problemlerden bir tanesi, Suriye sahasıdır. Devlet Suriye sahasına bakışını yeniden gözden geçirmelidir. Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) mücadele edilmesi gereken bir rakip olarak değil, iş birliği yapılması gereken bir ortak olarak görmelidir. Çünkü Suriye Kürtlerinin Türkiye'ye yönelik her hangi bir şekilde tehdit içermesi söz konusu değil. Tam aksine SDG'nin bütün yöneticileri yaptıkları bütün açıklamalarda, Türkiye'yle olan ilişkileri daha da derinleştirmek istediklerini ifade etti. Dolayısıyla Suriye sahasında yeni bir bakışa, daha yapıcı bir siyasete, daha kurucu bir anlayışa ihtiyacımız var. Bu anlamda siyasi olarak bu politik değişikliğe ihtiyacımız olduğunu söyleyebilirim. Hukuki açıdan ise PKK silah bıraktı; ama bu silah bırakmanın tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için bir hukuki çerçeve hazırlanmalı. Bu hukuki çerçeve sadece PKK mensuplarının silah bırakmasını içermemeli. Aynı zamanda PKK mensuplarının topluma entegrasyonunu, eve dönüşlerini ve bunun için gerekli olan bütün tedbirleri de kendi içerisinde kapsamalı. Dolayısıyla parlamento ve komisyonun bu iki perspektiften yaklaşıp, süreci bir an önce hızlandırması gerekiyor. Zamanlama çok önemli. Zamanlamayı doğru bir şekilde yapmak, talepleri karşılayacak bir yasal çerçeve hazırlamak ve bunun üzerinden süreci tamamına erdirmek, hem parlamentonun hem de iktidarın birincil görevi olmalı.
 
Kürt halkının talepleri nelerdir? Bu taleplerin karşılanması noktasında komisyona düşen sorumluluk bağlamında neler söylemek istersiniz?
 
Kürtlerin taleplerine baktığımızda 3 noktada yoğunlaştığını görüyoruz. Birincisi dilin başta eğitimde olmak üzere, kamusal hayatta kullanılması; ikincisi eşit ve kapsayıcı anayasal vatandaşlık anlayışının geliştirilmesi; üçüncüsü de yerel yönetimlerde daha fazla söz sahibi olmak. Bütün bu taleplerin hepsi anayasal değişikliği gerektiriyor
 
Kürtlerin taleplerine baktığımızda 3 noktada yoğunlaştığını görüyoruz. Birincisi dilin başta eğitimde olmak üzere, kamusal hayatta kullanılması; ikincisi eşit ve kapsayıcı anayasal vatandaşlık anlayışının geliştirilmesi; üçüncüsü de yerel yönetimlerde daha fazla söz sahibi olmak. Bütün bu taleplerin hepsi anayasal değişikliği gerektiriyor. Ama komisyon bir anayasa değişikliği yapmamak üzerine toplandı. Dolayısıyla bu komisyon, bir anayasa değişikliği yapmayacak. Komisyondan beklenen PKK'nin silah bırakma sürecini sağlayacak olan hukuki alt yapıyı hazırlamak. Anadilde eğitim, anayasal vatandaşlık ve yerel yönetime yönelik talepler siyasetin daha geniş politikalarında tartışılacak olan hususlardır. Ancak komisyon iki şekilde yapabilir bunu; bir taraftan PKK mensuplarının tamamının silah bırakmasını mümkün kılacak bir yasal çerçeve hazırlayabilir, diğer taraftan da toplumun önüne Kürt meselesini de çözecek, aynı zamanda Türkiye'deki diğer toplumsal kesimlerin taleplerini de karşılayacak bir demokratikleşme programı da önüne koyabilir. Bu ikisinin yapılması bence daha doğru olur. Çünkü sürecin, bütün toplumsal kesimlerin demokratik taleplerini karşılamayı amaçlayan bir süreç olduğu intibası halkta daha geniş bir şekilde uyanır ve böylece sürece olan güven de artar.
 
Komisyonun Abdullah Öcalan'ı dinlemesi sürece nasıl bir katkı sunar?
 
Kürt meselesini, PKK'nin silahsızlandırılması gibi devasa bir sorunun çözümünü konuşuyoruz. Bu sorunun çözümünde merkezi aktörlerden biri Öcalan'dır. O nedenle parlamentonun doğrudan, her hangi bir aracıya gerek duymadan Öcalan’ın fikirlerine başvurması daha doğru olacaktır.
 
İlk günden beri komisyonun Öcalan'ı dinlemesi gerektiğini ifade ediyorum. Öcalan'ın görüşme notlarında sıklıkla eğildiği ve komisyona söyleyeceği önemli hususlar var. Dolayısıyla bu hususları komisyonla doğrudan doğruya görüşmesinde fayda var. Bugüne kadar DEM Parti'nin İmralı Heyeti, İmralı'da Öcalan'la görüşme yaptı. Daha sonra diğer gruplara bu konuda bilgi verdi. Kürt meselesini, PKK'nin silahsızlandırılması gibi devasa bir sorunun çözümünü konuşuyoruz. Bu sorunun çözümünde merkezi aktörlerden biri Öcalan'dır. O nedenle parlamentonun doğrudan, her hangi bir aracıya gerek duymadan Öcalan’ın fikirlerine başvurması daha doğru olacaktır. Bu görüşmelerin yapılması sürecin doğasına uygundur. Bu konu gündeme geldiğinde bazı çevreler bunu bir taviz olarak nitelendiriyor. "Parlamentonun Öcalan'ın ayağına gitmesi" olarak nitelendiriyorlar. Bunlar doğru nitelendirmeler değil. Bunlar her hangi bir şekilde taviz değil veya Öcalan'a tanınan bir imtiyaz da değil. Bunlar sürecin gerektirdiği, zorunlu kıldığı hususlar. O nedenle bu adımları atmaktan imtina etmemek lazım. Nitekim daha önce bunu DEM Parti dillendiriyordu; ama sonra Feti Yıldız da buna katıldığını ifade etti. En son Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum da komisyonda oluşturulacak bir alt komisyonun Öcalan'ın fikirlerine başvurmasının faydalı olabileceğini ifade etti. Dolayısıyla bu konuda ibre artık pozitif yöndedir. Meclis'teki komisyon üyelerinden bir kısmının, komisyondan oluşacak bir alt komisyonun Öcalan ile görüşmesinin ihtimal dahilinde olduğunu düşünüyorum.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, "umut hakkı" meselesinde Meclis'teki komisyona işaret etti. Bu noktada komisyon ne yapmalı?
 
Komisyon "umut hakkı”nın düzenlenmesi konusunda Meclis'e bir öneride bulunabilir. Sadece "umut hakkı" değil. Şu anda atılması gereken son derece önemli hukuki adımlar var. Örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi kararlarının yerine getirilmesi çok büyük bir rahatlık sağlayacaktır. Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay'ın bu kararlara uygun olarak serbest bırakılması toplumda süreç karşıtlığının da azalmasına sebebiyet verecektir. Bunun yanında halen bir kayyım meselesi var. Komisyon kayyım siyasetine son verilmesi ve kayyım atanan belediyelere seçilmiş başkanların iade edilmesine ilişkin öneride bulunabilir. "Umut hakkı”na gelince; biz AİHM'nin yargı yetkisini kabul eden bir ülkeyiz. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) tarafı olan bir ülkeyiz. AİHM, daha önceki bir kararında da yine "umut hakkı”nı tanıması gerektiğini ifade etmişti. Bu sadece Öcalan bağlamında da düşünülmesi gereken bir husus değil. Türkiye'de her hangi bir suçtan dolayı 25 yıl cezaevinde yatmış olan bir insanın tekrardan özgürlüğüne kavuşması için "umut hakkı”nın tanınması gerekir. En kısa süre içerisinde bunun düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyim.
 
"Umut hakkının" düzenlenmesi hem hukuki bir gerekliliğin yerine getirilmesi açısından önemli -yani Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM olan bağlılığımızdan ötürü hukuki bir gerekliliğimiz var- hem de sürecin daha da hızlanması, ete kemiğe bürünmesi açısından son derece önemli.
 
Toplumun sürece yaklaşımı noktasında nasıl bir gözleminiz var?
 
 Problem toplumun destek vermemesi değil, toplumun sürece olan inancının düşük olması. "Süreci destekliyor musunuz?", "Evet", "Peki süreç başarıya ulaşır mı?" diye sorduğunuzda, yüzde 70'lerdeki bu oran, yüzde 35'lere düşüyor.
 
Genel olarak gözlemlediğim husus, toplumda sürece destek var. İnsanlara, "Bu süreci destekliyor musunuz?" diye sorduğunuzda, yüzde 70'i süreci desteklediğini net bir şekilde ifade ediyor. Doğrudan karşıt olanların oranı yaklaşık yüzde 20 civarında. Yüzde 10'luk kesim ise henüz bir karar vermediğini ifade ediyor. Fakat buradaki problem toplumun destek vermemesi değil, toplumun sürece olan inancının düşük olması. "Süreci destekliyor musunuz?", "Evet", "Peki süreç başarıya ulaşır mı?" diye sorduğunuzda, bu yüzde 70'lerdeki oran, yüzde 35'lere düşüyor. Bunun çeşitli nedenleri var; ama bu desteğin kendisi önemli. Ben Ekim ayı itibariyle parlamentonun açılması, yasal düzenlenmelerin yapılmaya ve konuşulmaya başlamasıyla birlikte bu güvencin daha da artacağını düşünüyorum. İktidara düşen önemli sorumluluklar var burada. Bir taraftan komisyon PKK mensuplarının silah bırakması için gerekli yasal düzenlemeleri hazırlarken, diğer taraftan iktidar da topluma güven telkin edecek bir takım adımları atmalı. Bu adımları atması için her hangi bir yasal değişikliğe de ihtiyaç yok. Örneğin bahsettiğimiz AİHM, Anayasa Mahkemesi kararlarının yerine getirilmesi, kayyım uygulamalarının kaldırılması, belediye başkanlarını göreve iade edilmesi için yasal düzenlemeye ihtiyaç yok. Bu adımlar atılırsa, sürece yönelik inancın da, güvencin de çok daha fazla üst seviyeye çıkacağını düşünüyorum.
 
Siyasetçilere, akademisyenlere, gazetecilere ve bir bütünen topluma ne tür sorumluluklar düşüyor?
 
Türkiye'de Kürt meselesi en azından Cumhuriyetle yaşıt bir problemdir. Diğer taraftan 41 yıllık çatışma içeren bir problem. Şu anda bu problemi çözmek açısından oldukça önemli bir fırsat elimize geçmiş durumda. Dolayısıyla her aktörün bu süreç içerisinde yapıcı bir rol üstlenmesi gerekiyor. İktidarın bir takım demokratik adımları atması, muhalefetin bu süreci desteklemesi, sivil toplumun da bu sürecin toplumsallaştırılması, topluma aktarılması, somut öneriler üretilmesi konusunda önemli bir sorumluluğu var. Çatışma çözümlerindeki temel kurallardan bir tanesi şudur: Bu tür toplumun büyük bir kesimini etkileyen sorunlar sadece iki taraf üzerinden çözülmez. Bir tarafta devlet, bir tarafta PKK'yle bu süreci çözmeniz mümkün değil. Toplumun mümkün olan en geniş uzlaşmasını alarak bu sorunu çözmeniz gerekiyor. Bu da farklı kesimlerin sürece dahil edilmesini sağlamakla mümkün olabilir. Yani kadınlar, gençler, işçiler, farklı toplumsal kesimler, bunların bir yolunun bulunarak sürece dahil edilmesi, sivil toplumun bu konuda yapıcı bir rol üstlenmesi gerekir. Bütün bunların da ötesinde bütün bu grupların, aktörlerin önemli bir sorumlulukları da dile dikkat etmek. Yani burada süreci akamete uğratacak olan yıkıcı bir dilden kaçınmak; daha olumlu, barışçıl bir dil kullanmak gerekiyor. Bu da zannediyorum sürecin daha da toplumsallaşmasına ve zemin kazanmasını sağlayacak unsulardan bir tanesi.
 
MA / Rukiye Payiz Adıgüzel 
 

Diğer başlıklar

12:24 ‘Hırsız AKP'li başkan’ demek suç sayıldı
12:23 Gazeteci Heval Arslan gözaltına alındı
11:41 DEM Partili komisyon üyeleri: Öcalan ile görüşülmesi kalıcı barış için gerekliliktir
11:34 Mandalina bahçeleri nöbetine müdahale: 2 gözaltı
11:26 Cizîr’de kadın doğum uzmanları cezalandırılıyor!
11:12 TJA Amed'ten Ankara'ya yürüyecek: Öcalan'ın özgürlüğü, özgürlüğümüzdür - YENİLENDİ
11:10 Ciddi olmak
10:43 Filozof Rebecca Goldstein'den Öcalan’ın çağrısına destek
10:32 Vahap Coşkun: Komisyonun Öcalan'ı dinlemesi taviz değil, zorunluluk
10:11 ANHA Türkçe servisini kapatıyor
09:54 'Sürece güven için Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü şart'
09:40 Ezio Menzione: Süreçte belirleyici olan devletin tavrı olacak
09:16 11 ilde sağanak yağış bekleniyor
09:08 Kadınlardan çağrı: Rojin'in sesi olmak için sokaklarda olalım
09:07 ÖHD'li Rezan Gezer: Karar BK'nin yapısına aykırı, hukuksal değişiklik dayatmalıydı
09:06 8 ilçenin atık suyunun döküldüğü Wan Gölü alarm veriyor!
09:04 Erdoğan 'aile yılı' ilan etmişti: 9 ayda 200'den fazla kadın katledildi
09:03 Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü: Atletinde bir kadına ait kan tespit edildi
09:00 25 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
08:12 32 yılın ardından tahliye oldu
24/09/2025
23:53 TIR ile taş yığını arasında sıkışan işçi hayatını kaybetti
23:20 30 yıldan sonra tahliye edildi: Halkımıza hizmet ediyoruz
22:59 Wan'da erkek şiddeti: 3 kişi hayatını kaybetti
22:45 DEM Parti Genç Kadın Meclisi'nden 'Manifesto Kampları'
22:42 Cinsel istismar faili yine tutuklanmadı
20:56 Erdoğan, New York’ta Şara ile görüştü
20:51 Abdullah Öcalan’ın mektubu Dêrazor’da okundu
19:45 Kuzey ve Doğu Suriye kadın heyeti Almanya’da siyasi partilerle görüştü
19:29 223 işçi direnişte: Barışı sabote eden anlayışı kabul etmiyoruz
19:10 KHK eylemi 339'uncu haftasında
19:06 Özgür Çelik yeniden il başkanlığına seçildi
19:03 Mûş’ta 'Barış istiyorum' kampanyasına destek
18:20 Gazeteci Kaya’ya 1 yıl 8 ay hapis cezası
18:12 Geçiş Hükümet güçleri Hama’da evleri yakıp yağmaladı
18:07 Şirnex'te ‘barış için imza kampanyası' başlatıldı
17:44 Rojin Kabaiş için yapılacak yürüyüşe katılım çağrısı
17:31 Komisyon toplantısı bitti: Meclis'e sağlam bir raporu çerçeve olarak sunacağız
17:23 BM: 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 4 bin çocuk ampute edildi
17:13 İbrahim Ateş 30 yılın ardından tahliye edildi
17:03 'Sürece destek yüzde 70'e, umut hakkı beklentisi yüzde 60'a çıktı'
17:01 Adem Kurtay'ın taziyesine kitlesel ziyaret
16:56 Ölüm orucundaki Yılmaz ‘zorla’ hastaneye götürüldü
15:36 14 Avukatın yargılanmasında ‘durma’ kararı
15:33 Yüreğir'de ‘barış’ için imza kampanyasının startı verildi
15:32 MKG’den kadın gazetecilerin tehdit edilmesine tepki
14:52 Komisyonunda konuşan Çelenk: Öcalan’ın kavramları barışa katkı sağlar
14:46 HPG'li Ertaş, Işık ve Öztan'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:29 YSK’den ‘CHP İstanbul İl Kongresi' için devam kararı
13:17 YSK, CHP kongresi için olağanüstü toplanıyor
13:03 Ayşegül Doğan: Toplum somut adım görmek istiyor
13:02 Ekoloji örgütleri, 'Doğayla barışı' Meclis komisyonuna sunacak
12:49 Tom Barrack: Suriye ile İsrail anlaşmaya yakın
12:01 Mahkemeden CHP İl Kongresi’ne durdurma talebi
12:00 Tedavisi yapılmayan hasta tutsak başka cezaevine sevk edildi
11:30 Demirtaş'ın 6 konuşmasından '5 suç çıkartılan' dava ertelendi
11:24 TOKİ inşaatı için mandalina bahçelerine girildi
11:14 Kurtulmuş: Yasal düzenleme hazırlıklarına odaklanacağız
11:13 32 yıl sonra gösterdiği mezar yerlerini ziyaret ettiler: Direniş bıraktılar
10:49 Tayvan’ı tayfun vurdu: 14 kişi hayatını kaybetti
10:34 Gleditsch: Öcalan’ın koşulları düzeltilmeli
Budgen: ‘Umut hakkı’ hayata geçirilmeli
10:24 Koma Amed'in konserinin tarihi değişti
10:02 AYM'den Taybet İnan'ın 'yaşam hakkı ihlali' başvurusuna ret
09:54 Eşit yaşam ‘umut hakkı’nın sağlanmasıyla mümkün olur
09:50 Lice’de DSİ’nin ‘su kirliliği’ uyarısına rağmen maden çalışması başlatıldı!
09:32 Êlih Barış Anneleri: Ağaç kıyımı durdurulana kadar eylemde olmalıyız
09:18 Yazar Turhan’ın tahliyesi yazdığı kitaplar gerekçesiyle ertelendi
09:14 Taraftarlara ‘ajanlaştırma’ dayatması: Siz de birer ‘Yeşil’ olabilirsiniz
09:10 Mexmûr Meclisi: Yeni komplo devrede, kampa sahip çıkın
09:06 'Özgürlük yoldaşı’ Rıza Altun’u anlattı: Direnişlerin öncüsüydü
09:03 DAD Gimgim'da şube açıyor: Asimilasyona karşı mücadele edeceğiz
09:01 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê heyeti, Avrupa Birliği heyetiyle görüştü
09:00 24 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
09:00 Meteoroloji: Yağış Yok, sıcaklık artacak
08:43 Fransa’ya çağrı: Kürt halkının iradesine saygı gösterin
08:40 İsrail’den Gazze’ye yardım götüren Global Sumud Filosu’na saldırı
23/09/2025
23:12 Suriye’nin sahil bölgelerinde seferberlik ilanı
22:05 Kartalkaya Otel Yangını Davası’nda 1 kişi daha tutuklandı
21:59 Hêlîn Ümit: Önder Apo'nun siyaset yapmasının önü açılmalı
21:27 Şenyaşar’dan konteynerde yaşayan yurttaşlara ziyaret
20:20 Erdoğan BM’de konuştu
20:12 İşçiler 55 gündür direnişte: Adaleti mumla arıyoruz
20:05 Dêr Hafir’e bombalı saldırı: 4 çocuk yaralandı
19:40 Bahçeli: İsrail’e karşı sert bir ültimatom vermenin zamanı gelmiştir
19:19 Agit Ertaş’ın taziyesine kitlesel ziyaret
18:26 TELE1 yöneticileri serbest
18:08 Eylemdeki işçiler: Kadroya alınacaksınız sözleriyle kandırıldık
17:48 Wan'da Rojin Kabaiş'in pankartını astılar
17:20 İHD Antalya: S, Y Tipi ve Yüksek Güvenlikli Cezaevleri kapatılsın
16:59 Cenazesi 6 yıl sonra defnedildi
16:19 Tutsakları taşıyan ring aracı devrildi: 12 kişi yaralandı
16:12 Seher Aktekin’i katleden faile ağırlaştırılmış müebbet cezası
15:51 DEM Parti Wan’da 2 aileyi barıştırdı
15:50 Dumlu Cezaevi'ndeki ihlaller için inceleme ve denetim talebi
15:38 AKP’den Özel hakkında suç duyurusu
15:26 Alevi katliamında hükümetin rolü düzenlenen raporla teyit edildi
15:17 Yerine kayyım atanan Colemêrg Eşbaşkanı Akış'ın cezası bozuldu
14:54 TELE1 yöneticileri adliyeye götürüldü
14:36 İşten çıkarılan işçilerden CHP'ye 'ekmek ve soğanlı' protesto
14:35 Çocukları kreşte şiddete maruz kalan ailelerden suç duyurusu
13:55 DEM Parti'den 'Barış istiyoruz çünkü' kampanyası yayılıyor
13:30 ABB'den operasyon açıklaması
13:23 Kreşte çocukları şiddete maruz kalan aileler: Sessiz kalmayacağız
13:06 Riha'da halkın temel talebi Öcalan’ın özgürlüğü
13:02 Uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan kişi polis çıktı
12:41 Maaşları ödenmeyen işçiler valilik önünde
12:36 Wan'da birçok mahalle Abdullah Öcalan'ın posterleriyle donatıldı
12:04 Asrın Hukuk Bürosu’ndan açıklama
11:25 İstanbul'da metrobüs kazası
11:04 Gazeteci Şahin’in yurt dışına çıkış yasağı kaldırılmadı
10:35 Özel kreşteki kötü muameleye soruşturma
10:34 DEM Parti MYK toplandı
10:25 İsrail'in saldırılarında 17 Filistinli öldü
10:17 Abdullah Öcalan için toplanan imzalar uluslararası kurumlara gönderildi
10:17 Dört ülke daha Filistin devletini tanıdığını duyurdu
09:54 AKP'li belediye başkanı 'rüşvetten' tutuklandı
09:44 Mersin'de bir kişi gözaltına alındı
09:33 Fransa’da Kürt derneğine polis baskını
09:23 ‘Öcalan için bir yer’ kampanyasının yürütücüsünden çağrı
09:11 Kezban Konukçu: Barış ve demokrasi birlikte olmak zorunda
09:10 Koza Altın İşletmeleri Giyadîn’i zehirliyor!
09:06 Cengiz Holding’in madeni göletleri kurutuyor
09:05 DEDAŞ faturayı muhtarlara kesti: Mal varlıkları haczedildi
09:04 Yöre derneklerinin süreç talepleri neler?
09:03 Açılışı yapılacak Anatolia Kültür Merkezi'nde kayıtlar sürüyor
09:02 GÖÇ-DER Eşbaşkanı: Geri dönüşler için yasal zemin oluşturulmalı
09:01 Karadeniz'de sel değil, tedbirsizlik öldürüyor
09:00 23 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
08:47 Bismil'de yangın: 2 yaşındaki çocuk yaşamını yitirdi
08:42 Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma: 13 gözaltı
22/09/2025
23:06 Sine’de gazeteci Jina Modarres Gorji tahliye edildi
22:45 İş çıkışı kaza yapan genç hayatını kaybetti
22:40 Macron: Filistin Devleti'ni tanıyoruz
22:35 'Soğuk Savaş' programına soruşturma
22:14 Şara'dan 'İsrail ile güvenlik anlaşması gündemde' iddiası
22:06 Gazeteci Seyid Evran mezarı başında anıldı
21:53 Kartalkaya yangını davası yarın devam edecek
20:41 Geçiş Hükümeti, Şêxmeqsûd'ta kontrol noktasına saldırdı
19:27 İşçilerin direnişi 54'üncü gününde
17:40 Toptancı halinde patlama: 1 kişi hayatını kaybetti
17:35 Şêx Seîd’e yönelik hakaretlere tepki
17:02 GABB Toplantısı: Kayyım atanan belediyeler iade edilmeli
17:01 İşten çıkarılan ETİ işçilerinden sendikaya tepki
17:00 AB Bölgeler Komitesi'nden DEM Parti'ye ziyaret
16:39 Mabel Matiz ifade verdi
16:16 Wêranşar'da kaza: 1 ölü, 12 yaralı
16:12 Pakistan’da hava saldırısı: 23 ölü
16:11 Bakanlık önünde Boyabat'a maden ocağı protestosu
15:29 Amed'de çocuk festivali düzenlenecek
15:03 Gazeteci Öznur Değer'i tehdit eden Pulat hakkında dava
14:54 Eğitim Sen, Wan’da 2 öğretmene yapılan saldırıyı kınadı